ESNAF CAN DERDİNDE…
Giresun’da esnaf bitti. Sadece adı, bir de odası kaldı.
Dostlar alışverişte görsün misali hiç bir şey satmadan siftahla günlerini geçiriyorlar.
Kepenkler kapanıyor, nakit zaten yoktu, çek-senetler protestoda, işyerleri haciz ve icra kıskacında…
Ama yerel firmaların cehennemi haline gelen Giresun, ulusal ve uluslararası firmaların cenneti oldu.
Markalar teslim aldı.
Hücum ettiler kentin parasına. Bir kuruş dahi bırakmadan, kürüyüp kaldırıyorlar, olduğu gibi topladıklarını büyük kentlerdeki merkezlerine aktarıyorlar.
Dükkan kiraları tavan yaptı; ayda 10 binden başlıyor, 25 bine tutulanlar var. Adam 15 bine küçük bir yer tutuyor, sattığı sadece gömlek. Eee hiç satmasa bile olur. Mağazalar zincirinin bir halkası sadece.
Hatta binayı komple satın alıp yıkıp yeniden yapan hamburgerciler bile var.
Gazi caddesi sanki başka bir ülke gibi.
Ecüş bücüş isimler, bol ışıklı vitrinler, cıstak cıstak müzik, kapıda içeri buyur eden yüzü gözü boyalı bir kukla.
Ne ararsan var. Her şeyin, her keseye uygun en iyisi, kalitelisi ve de ucuzu.
O mağazanın hemen bitişiğindeki esnaf nasıl baş etsin bu güçle.Rekabet edecek tek bir özelliği yok ki…
Ferhan Şensoy’un bir dönem çalıştığım bir oyunu vardı:Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı…
Durum aynen o oyundaki gibi.
Sadece perde kapandığında biten oyun değil Giresun olacak ve biz alkışlayamayacağız.
Acaba Musatafa Karadere-Mustafa Demirci-Hasan Çakırmelikoğlu döneminde kaç üye icra, iflas, karşılıksız çek-senetten yargılandı, kaçının dükkanı kapandı?
Aday olanlara da soruyorum: Giresun’u kurtarma reçeteniz ne?
Bir dahaki seçimde sıkmaya esnaf eli bulamayacaklar…