CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, Ferrero’nun Düzce’de açacağı tesise devlet desteği ve teşvik verilmesine tepki gösterdi.
Ferrero’nun devlet desteği ve 667 milyon teşviki ile Düzce ilinde fındık kırma tesisi yapacağını öğrendiklerini anımsatan CHP’li Adıgüzel, şu ifadeleri kullandı: “Yaptığımız açıklamalar ve yerli sanayicimizin tepkisi ve girişimleri ile Ordu’dan kovaladık. Anlaşılan şimdi Düzce’yi mesken tutmuşlar. Ama Düzce’de yapacakları sadece Düzce’ye değil tüm Karadeniz’e, tüm Türkiye’ye zarar verecek. Biz yabancı yatırma karşı değiliz. Gelsinler, entegre tesis kursunlar, mahsulden son ürüne kadar bizim ülkemizde yatırım yapsınlar. Ancak şu anda Ferraro’nun yaptığı zaten Türkiye’de mevcut olan hatta fazladan var olan bir sektörde kalan yerli sanayiciyi de bitirmek. Ferrero Düzce’de entegre tesis kurmuyor, yine fındık kırma fabrikası kuruyor. Türkiye’de zaten 170’e yakın benzer işletme var. Bunların 40-50 tanesi fazlalık nedeniyle faal durumda bile değil. Şimdi Ferrero tamamen robotik bir fabrika açarak istihdam sağlamadığı gibi, yüksek kapasitede tek bir işletme ile mevcut çalışan yerli kırma fabrikalarının da kapanmasına yol açarak, on binlerce insanın iş kaybına yol açacak. Bu gerçekleşirse artık Karadeniz’de ot bitmez. Birçok yurtsever iş insanı ve sanayici Ferrero’nun bu rekabete aykırı hamlelerine karşı direnirken, yıllardır Ferrero’nun fındığı ele geçirmesine, fiyat oyunlarına ayakçılık yapan, bir kısmı Fetöcü işbirlikçi, saz arkadaşları da seyretmektedir. Bazı yerli Brütüs artıkları ise açıktan destek verip Ferrero’nun terini almak için peçete elde hazırda beklemekteler. Ferrero çikolata sektöründe var. Çiftçi ile işbirliği ayağıyla tarlaya da girdi. İhracatın yüzde 60’ını işbirlikçileri ile tek başına yapıyor. Hakim olmadığı tek yer fındık kırma işi, naturel fındık işiydi. Şimdi orayı da teslim alacak, fındık sektöründeki tüm aşamaları kontrol altına almış olacak. Bu ülke, yabancı kartele milli ürününü teslim etmiş olacak. Burada enteresan olan hükümetin tavrıdır. Çünkü Ferrero’ya Düzce’deki bu tesis için hükümet tarafından vergi muafiyeti, KDV sıfırlaması vb. teşvikler sağlanması ibretlik ve çok acıdır. Pandemi koşullarında kendi sanayicisini, kendi esnafını ortada bırakan hükümet, rekabete aykırı bir şekilde Fındığın Türkiye’sini teslim ediyor, ön ayak oluyor, kolaylık sağlıyor, teşvik ediyor. Biz geçtiğimiz yıl TMO’nun fındıktan elde ettiği karı üretici ile paylaşmasını önerirken, kimin parasını kime dağıtıyorsun diyenler, üreticiden alınanı üreticiye çok görenler, şimdi yabancı kartele bu paranın iki katını vergi sıfırlayıp teşvik veriyor. Zaten bu firmanın nakit sıkıntısı, döviz ya da kredi sıkıntısı yok ki. Bir de buna kolaylık sağlamak ne demek. Şu anda Türkiye’de tarım sektörünün can damarı ve en büyük ihracat kalemi üzerine yapılan bu girişim, bir cephe taarruzu, bir orantısız güç kullanımı, milli çıkarlar üzerine bir tecavüz, bir terördür. Ama ne yazık ki buna önayak olan kolaylık sağlayan taşeronluk yapan Tarım Bakanlığı da tam tabiri ile bu emperyalist saldırıya, bu teröre yardım ve yataklık yapmaktadır. Madem fındığını, milli varlığını teslim edeceksin, toprağını peşkeş çekeceksin sınırda Mehmetçik neden nöbet tutuyor, şehit oluyor. Gelsin elin oğlu halkını ırgat olarak kullansın yerli sanayiyi bitirsin diye mi taşeronluk yapıyorsun? Hükümetin bu Ferraro terörüne teşvik ve desteği fındık ekonomisinde Ali Kemal siyasetidir. Ali cengiz oyunudur. Bu tek kelime ile açıkça vatana ihanettir, fındıkta kapitülasyon dur. Bu ihanetin bedelini er ya da geç bu millet size ödetecektir. Bir sözüm de Ferraroya. Yıllarca Türk çiftçisini başka ülkelerde Gürcistanda, Güney Amerika’da fındık yetiştirmek ile, çikolatada badem kullanmakla vs tehdit edip ayar vermeye kalktın. Ne oldu kuzum. Kürkçü dükkanına mı döndün. Palavraların sökmez bize. Otur işini, ticaretini namusluca yap. Devlet katında adam ayartıp, yerli Brütüs artıkları ile alavere dalavere ile milletin alın teri emeği ile oynamaya kalkma. Bugünün yarını da var.”