Mevcut Rektör Prof.Dr. Cevdet Coşkun’un kurdurduğu komisyon tarafından açığa alınan eski Rektörü Prof. Dr. Aygün Attar, karara sert tepki gösterdi. Yazılı bir basın açıklaması yapan Attar “Yakın tarihe kadar beni, toplumda milliyetçilik, Türkçülük duygularını artırarak Ergenekonculara hizmet etmekle suçlayanların bugün FETÖ’cü olarak görmeleri manidardır” dedi.
“MEVCUT REKTÖR VE YÖNETİMİ DÜŞMANLIĞI FIRSATA ÇEVİRİYOR”
Kararı değerlendiren Prof. Dr. Aygün Attar, “Hukuki dayanaktan yoksun bu kararının temel nedeni, 4 yıl yürütmüş olduğum Rektörlük görevim süresince Devlete karşı güç odaklarına karşı yürüttüğüm kararlı mücadele ve gerçekleştirilen “Rektör Adayı Belirleme Sürecinde” oyların %70’ni almış olmam nedeniyle, mevcut Rektör ve yönetiminin şahsıma duymuş olduğu düşmanlığı fırsata dönüştürme çabasından başka bir şey değildir" dedi.
Attar açıkkamasında “Her hangi bir bilgi ya da belgeye dayanmayan, tamamen delilsiz, mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun ve tarafıma iletilen sorulardan anladığım kadarı ile tamamına yakını, daha önceden kendisini şikayet etmiş olduğum ve bu nedenle yargılaması devam eden ve yine danışmanlarıma ve üniversite yönetimine şantaj yapmaktan cezalandırılmasına karar verilen bir internet sitesi sahibinin, kendi sitesinde şahsım ile ilgili yapmış olduğu iftiralardan müteşekkil olan iddialar görevden alınmama dayanak yapılmıştır” ifadelerine yer verdi.
Aygün Attar şunları söyledi:”Bu hukuksuz karar; yıllar içinde emekle, çabayla, bedeller ödeyerek elde ettiğim akademik unvanıma, beni Rektörlük gibi onurlu bir göreve layık gören Türkiye Cumhuriyeti Devletine, doğup büyüdüğüm anayurdum Azerbaycan’ıma, Ermeni diasporasının yürüttüğü soykırım yalanına karşı vermiş olduğum mücadeleye, ulusal ve uluslararası boyutta tarihçi ve siyaset bilimci kimliğimle çok sayıda ülkede Devletimi temsil ederek kazandığım itibara, başarılarıma, yurtiçi ve yurtdışında aralarında Birleşmiş Milletlerinde olduğu çeşitli kuruluşlardan aldığım ödül, plaket ve takdir belgelerine (sonuncusu Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev tarafından Dünya 4. Azerbaycanlılar Kurultayı’nda, Devlet Üstün Hizmet Madalyası ve Beraatı’dır) büyük bir saygısızlıktır”
“ÜNİVERSİTEDE ÖRGÜTLENMELERİNE İZİN VERMEDİĞİM DİYE FETÖ/PDY GİBİ TERÖR ÖRGÜTLERİNİN HEDEFİ OLDUM”
FETÖ/PDY gibi bir yabancı uşağı, ihanet şebekesiyle adının yan yana gelmesinin aymazlık olduğunu ileri süre Prof. Dr. Aygün Attar, şöyle devam etti:“Tüm hayatım boyunca olduğu gibi, Giresun Üniversitesi’nde göreve başladığım 2007 yılından bu yana da daima Devletimin yanında ve Cumhuriyete karşı olan bütün unsurların karşısında oldum. Cumhuriyet, Demokrasi ve Devlet aleyhinde tehdit oluşturan bütün yasa dışı örgütlenmelere olduğu gibi, FETÖ/PDY terör örgütüne karşı da her zaman dik ve tavizsiz duruşumla sadece Giresun’da değil, tüm ülke sathında ve hatta Türk Dünyasında takdir edildim. Bu nedenle bu örgütlerin ve sözcülüğünü yapanların daima hedefi oldum.
Görev yaptığım 2012-2016 yılları arasında Fetullah Gülen Cemaati’nin Giresun Üniversitesinde örgütlenmesine asla izin vermedim. Öyle ki tüm üniversiteler dikkate alındığında 15 Temmuz 2016 tarihindeki hain darbe girişiminden sonra personelleri hakkında en az FETO/PDY soruşturması yürütülen üniversite Giresun Üniversitesi olmuştur.
Tüm idari görevlerim sırasında bu örgütle amansız bir şekilde mücadele ettim. Söz konusu mücadelem devletimizin ilgili kurumlarının kayıtlarında mevcuttur. Örnek verecek olursam, Giresun Üniversitesi Rektör Yardımcısı olduğum dönemde FETO örgütünün yargı kadrosunda yer alan Savcı Zekeriya Öz’ün açtığı Ergenekon davası sırasında Rektör Prof. Dr. Osman Metin Öztürk’ün makamında gözaltına alınmasından hemen sonra, herkesin adeta dilini yuttuğu bir dönemde üniversite senatosunu toplayarak alınan gözaltı kararını basın önünde kınadım. Fakat ne acıdır ki, o gün almış olduğum senato kararını şerh düşerek imzalamayan iki kişiden biri, benim rektörlük görevimden ayrılmamdan sonra, Giresun Üniversitesi Rektör Yardımcısı yapmakla kalınmamış, beni görevden uzaklaştırma kararı alan komisyona da üye yapılmıştır.
Söz konusu yapının öğretim elemanları 2010 yılında gerçekleştirilen Giresun Üniversitesi Rektörlük Seçimi öncesinde Polis Akademisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil İbrahim Bahar’ı getirerek ‘hoca efendinin icazetlisi’ diyerek rektör adayı yaptıkları dönemde dahi korkmadan karşılarına rektör adayı olarak çıktım.”
“HAKKIMDA ULUSALCI, ERGENEKON’CU, TALAT PAŞA KOMİTESİ ÜYESİ DİYEREK KAMPANYA YÜRÜTMÜŞLERDİ”
Adaylıktan çekilme konusunda kendisine yoğun baskılar yapıldığını ileri süren Prof. Dr. Attar, şunlara yer verdi: “Buna rağmen yılmadım. Bu defa da hakkımda “Ulusalcı, Ergenekon’cu, Talat Paşa Komitesi üyesi” diye kampanya yürüterek ve YÖK üzerinde her türlü yöntemi kullanarak baskı kurdular, bu nedenle de Rektörlük görevine atanma sürecini 2 yıl geciktirdiler. Ancak idare mahkemesi kararı ve sonrasında listenin Cumhurbaşkanlığına sunulması sonrasında Giresun Üniversitesi Rektörü olarak atandım.”
“ ÜNİVERSİTE YÖNETİMİNDE BULUNAN GURUP STK'LARI VE BASINI ARACILIĞI İLE BENİ ERGENEKONCULARA HİZMET ETMEKLE SUÇLAMIŞLARDI”
Polis Akademisi eski öğretim üyesi Önder Aytaç ve Adem Yavuz Arslan gibi, bugün kaçak olan FETO/PDY’nin bilinen kalemleri ve örgütün üniversitedeki işbirlikçilerinin hakkımda yazılar yazarak ve yazdırarak kendisini toplumda milliyetçilik, Türkçülük duygularını artırarak Ergenekonculara hizmet etmekle suçlandığını dile getiren Prof. Dr. Aygün Attar, “Hedef gösterdiler ve yetinmeyerek Ergenekondan tutuklanmamı istediler. Anlattığım bu bilgilerin tamamı Devletimizin kayıtlarında ve medyanın arşivlerinde mevcuttur.
Bugün üniversite yönetiminde yer alan FETÖ/PDY sempatizanı bu grubun öğretim elemanları tarafından gerek kendilerinin oluşturdukları sözde STK’ları, gerekse de FETÖ/PDY’nin en tanınan basın organları olan Zaman ve Bugün Gazeteleri ile Cihan Haber Ajansı aracılığıyla hakkımda ‘Giresun Üniversitesi korku imparatorluğuna dönüştü’, ‘28 Şubat Giresun Üniversitesi’nde devam ediyor’ şeklinde haberler yaptırılarak hedef alındım. Hatta Zaman Gazetesinde yer alan bu demeçlerden biri de Giresun Üniversitesinin şuan ki rektörüne aittir. Söz konusu beyanlar, yazılı basında da mevcuttur” açıklamasında bulundu.
“ÇOCUKLARINI FETÖ’NÜN OKULLARINA YOLLAYANLAR BUGÜN BENİ BU ÖRGÜTTEN OLMAKLA SUÇLUYORLAR”
Giresun Üniversitesinin şuan ki yönetiminde şahsımla uğraşanların önemli bir kısmının cemaat bağlantısı nedeniyle 19 Mayıs Üniversitesinden kovulan, 17/25 Aralık sürecinin Samanyolu ve Bugün televizyonlarında sözcülüğüne soyunan Prof. Dr. Halil İbrahim Bahar’ın Rektör Danışmanlığını yapan, çocuklarını 15 Temmuz 2016 kalkışma sürecinden sonra Kanun Hükmündeki Kararname ile kapatılan FETÖ/PDY’nın okullarına gönderen, yine aynı süreçte kapatılan “Mobbing ile Mücadele Derneğinin” Giresun Temsilciliğinde yer alan öğretim üyelerinden oluştuğunu belirten Prof. Dr. Attar şu açıklamalarda bulundu;“Böyle bir yönetimin özellikle şahsım hakkında almış olduğu açığa alma kararının ne kadar doğru ve gerçekleştireceği soruşturmanın ise ne kadar tarafsız olabileceğini kamuoyunun takdirlerine bırakıyorum.
Ben, Ermeni meselesi ile ilgili olarak Fransa Meclisi’nde sözde “Soykırım” tasarısı gündeme geldiğinde eline bayrağını, arkasına öğrencilerini ve meslektaşlarını alıp sokaklara inmiş, dönemin Fransız Cumhurbaşkanı Sarkozy’yi BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’a mektupla şikayet etmiş bir tarihçiyim.
Nisan 2016’da PKK terör örgütünün siyasi uzantısı olan HDP’nin eş genel başkanı Selahattin Demirtaş’ı Vatana ihanet suçu ile savcılığa vermiş ve hakkında dava açan tek akademisyenim.
2015 yılının Nisan ayında Papa’nın, Türkiye’yi Ermeni Soykırımı ile suçlamasından bir gün sonra bu meselede Türkiye’nin tezini savunan ve Karabağ’daki işgali İsveç Parlamentosu’nda anlatmış söz konusu devletim ve milletim olunca gözü ölüm dahi hiçbir şeyi görmeyen bir vatan evladıyım.”
“ÖÇ ALMA DUYGUSU İLE HAREKET EDİLİYOR. BU KİŞİLERİN GEÇMİŞ VE BUGÜNKÜ BAĞLANTILARI DEVLETİMİZCE İNCELENMELİ”
Yakın tarihe kadar kendisini toplumda milliyetçilik, Türkçülük duygularını artırarak Ergenekonculara hizmet etmekle suçlayanların arasında şimdiki Rektör Prof. Dr. Cevdet Coşkun’un da bulunduğunu söyleyen Attar, “Şu anda şahsımı FETO’cu olarak görmeleri de manidardır. Bu açığa almanın sadece şahsıma değil hayatını, akademik çalışmalarının tümünü Türk Dünyasının huzuru ve Devletin bekasına adayan bilim camiasına en büyük hakaret olduğunu düşünmekteyim.
Unutulmamalıdır ki büyük emekler vererek bu günlere getirdiğimiz Giresun Üniversitesi Türkiye’nin saygın bir eğitim-öğretim kurumudur. Bu kurumun kişisel öç alma aracı olarak kullanılmasının kamuoyunun kabul etmeyeceğine inanıyorum.
Bu itibarla, şahsıma yöneltilen ve açığa alınmama dayanak yapılan iftiraları asla kabul etmediğimi, bunu yapmaya cüret edenler hakkında Türk adaleti ve Hakkın huzurunda şikayetçi olacağımın bilinmesini isterim. Öç alma duygusu ile hareket eden bu kişilerin, eski ve mevcut bağlantılarının devletimizin tüm imkânları kullanılarak araştırılacağına inanıyorum.
Devletimize, milletimize, hükümetimize ve Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsına karşı yapılan bu kanlı darbe girişimini bir kez daha şiddet ve nefretle kınıyor, basın açıklamamın FETO/PDY ile yürütülen kararlı mücadeleye ışık tutması dileği ile saygılarımı sunarım” dedi.