Manşet Üstü

GİRESUN SİNEMALARI/NECATİ AKALTUN

Bu gece, beni alıp götürdü anılar geçmişe.Ellili, atmışlı yıllar… Giresun-Çınarlar Mahallesi’ndeki Yeni Sinema yazlığından çıkan şarkıların, türkülerin ezgisi gelip geçti kulaklarımdan.

Filim başlamadan Zeki Müren’in, Müzeyen Senar’ın sesi çınlardı metalik hoperlörden:”Ne olursun güzelim sevsen beni,/Yar diyerek sinene sarsan beni/Birgün öldureceksin en sonunda sen beni/ Dalgalandım da duruldum/Koştum ardından yoruldum/yüzlerce güzel gördüm de ahhh/ En son sana vuruldum…” Müzeyen Senar’dır söyleyen. Şarkının sözleri,müziği sürüp gider…

Gökte yıldız, ay,mehtap.Havaya yayılan ıhlamur, akasya çicekleri kokusu…Tahtadan Koltuklarda, sandalyelerde, tertemiz giysileri içinde erkekler, kadınlar, gençler, çocuklar omuz omuza…Çekirdek sesleri, fısıltılılar, gülüşmeler, selamlaşmalar ,el ele tutuşmalar, yürekte sevda dalgaları…

Heyecanlı bekleyiş sürerken filim başlamadan önce bir şarkı daha süzülür plaktan. Kadife sesiyle, Muhayyer Kürdi makamında olan bu şarkıyı Zeki Müren yorumlar :”Sonsuz karanlıklarda güneşim Leyla/Hem güneşim hem eşim yoldaşım Leyla/Kovsan kapından yine gelirim Leyla/Bırakma beni yalnız başıma, bırakma Leyla…”

Sonra , şık kıyafetler içinde sinemanın sahibi Muzaffer Güvenç, eşiyle birlikte locada yerini alır, filim başlardı: “Çölde Bir İstanbul Kızı”… Baş rollerde Turan Seyfioğlu-Belgin Doruk .Acıklı sahneler deler geçer yürekleri…

On dakika ara.

Fikret Hakan’lı ikinci filim başlar: “Lejyon Dönüşü” Filim biter…Beyaz perdede -SON- yazısı görülür ışıklar yanar. Gözlerde nem, içte burukluk…Sinema kısa sürede boşalır. Kentin, loş ,ışıklı dar sokaklarından eve dönüş başlar.Ihlamur, ,akasya çiçekleri kokusunu iyice salar havaya. Gökyüzünde yıldız cümbüşü , ışıl ışıl yanıp söner.Açık bir pencereden ,sazın tellerinin ezgileri ve rakı kokusu yayılır ,ardından bir de kıvrak, yanık, efelenen, dayılanan Giresun türküsü :”Sokakbaşı meyhane, asmadandır kapusu /Ben gözüme aldırdım onbeş sene mapusu/Hadi kızım yandan yandan /Biz korkmayız ondan bundan…”

O yılların yoksulluğu, olanaksızlığı yanında sosyal yaşama katkı sağlayan sinemanın mutluluğunu yaşamak bizim kuşak için büyük bir şanstı. Lale Sineması, Saray Sineması, daha sonra Uğur Sineması,Şehir Sineması…Yeni Sinema gişesinde görevli Yaşar, yönetici Muzaffer uzun, Lale Sinemasında yer gösteren Hacı İhsan’ı tanımayan yoktu. Yeni Sinema kışlık bölümünde babamla, Müzehher Güyer’in konserini izlemiştim Yitirdiği bestekar eşi Ekrem Güyer’in şarkılarını seslendirdi: “Unutturamaz seni hiçbir şey,unutulsam da ben…”Babam çok etkilenip yaşaran gözlerini silmişti…

Filimler…filimler:Taş Bebek-Düşman Yolları Kesti-Şirvan-İzmir Ateşler İçinde-Vahşi Bir kız Sevdim-Mezarımı Taştan Oyun,Köroğlu…Efsane film kahramanlarımızdan kimler geldi, kimler geçti bu sahnelerden: Ayhan Işık, Fatma Girik, Eşref kolçak,Kenan Pars,Neriman Köksal ,Sadri Alışık, Muhterem Nur, Türkan Şoray, Cüneyt Arkın, ,Yılmaz Güney…

Selam olsun o yılları yaşayanlara ,bu duyguları bize yaşatan, garibanların koruyucusu Sinemacı Muzaffer Abi’ye.Adam gibi adamlar unutulmuyor.Giresun’da ,cenazesi en kalabalık olan kişiydi O.Erken göçüp gitti. Ruhu şad,mekanı Cennet olsun…

Bugün, Giresun’un geri gelmeyecek güzel günlerini şöyle bir anımsıyıp geçelim dedik. Bizim gibi yetmiş yaş üstü bu kentin sakinleri, o günleri, bu günmüş gibi zaten yaşıyorlar. Zaman öyle hızlı geçiyor ki biz daha dünün çocukları gibiyiz. Sanki hiç büyümemişiz …Kimbilir, belki de YAŞLANMIŞ ERGEN ÇOCUKLARIZ BİZ…
(M.Necati Akaltun-İzmir 2020)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir