Giresun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aygün Attar , akademisyenlerle birlikte 11 şubat günü hunharca, katledilen Mersin Çağ Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğrencisi Özgecan Aslan’ı anmak üzere yapılan yürüyüşe katıldı.
REKTÖR VE AKADEMİSYENLER ŞİDDET VE VAHŞETE TEPKİ İÇİN YÜRÜDÜ
Attar, yürüyüş sonunda yaptığı konuşmada, “kanımızı donduran bu vahşet herkese; biz eğitimcilere, adalet sistemimize, yöneten ve yönetilenlere, medyamıza, kadınımıza- erkeğimize, yani bütünüyle toplumumuza, insanlığın şeref ve haysiyetini bir kere daha hatırlatmalı ve duyarlılığımızın artmasını sağlamalıdır” dedi.Giresun Üniversitesi Kadın Sorunlarını Araştırma ve Uygulama Merkezi (GÜKAM) organizasyonuyla düzenlenen sessiz yürüyüş, Rektörlük binası önünden başladı. Binişleriyle yürüyüşe katılan Rektör Attar ve akademisyenler, “Erkek olmadan önce adam ol” , Hepimiz Özgecan’ız” pankartı arkasından yürüyerek Gazi Caddesi üzerinden Atatürk Meydanı’na geldiler.Burada önce Özgecan Aslan için saygı duruşu yapıldı, ardından da GÜKAM Müdürü Yrd. Doç. Dr. İlknur Meşe, bir konuşma yaptı. Meşe konuşmasında, Aslan'ın, sadece ailesinin değil bu ülkenin kaybı olduğunu belirterek, gittikçe derinleşen kadına şiddet olaylarının her geçen yıl korkutucu rakamlara ulaştığını, 1 Ocak-15 Şubat tarihleri arasında 37 kadının öldürüldüğünü ve kadına şiddetin sürekli arttığına söyledi.
REKTÖR ATTAR: "BU VAHŞET, ŞEREF VE HAYSİYETİ HATIRLATMALI, DUYARLILIĞIMIZIN ARTMASINI SAĞLAMALI"
Ardından konuşan Giresun Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Aygün Attar ise, “başta anne babalar olmak üzere eğitim sürecinde yer alan tüm kişi ve kuruluşların, evlatlarımızın yüksek karakterli yetiştirilmesi gibi bir sorumlulukları olduğunu hatırlatmak isteriz” dedi.
Bu tür olayların faillerinin hep erkeklerden mağdurlarının da kadınlar olduğunu vurgulayan Attar, “Kadının bir nesne olarak görülmesi, hak ve hürriyetinin göz ardı edilmesi, ayrımcılığa tâbi tutulması kabul edilemez. Başta anne babalar olmak üzere eğitim sürecinde yer alan tüm kişi ve kuruluşların, evlatlarımızın yüksek karakterli yetiştirilmesi gibi bir sorumlulukları olduğunu hatırlatmak isteriz. Her ne kadar bu gibi olaylar sadece kadına yönelik olarak ortaya çıkmıyorsa da yaşadıklarımız göstermektedir ki; mağduriyeti daha çok hanımlar yaşamakta, faillerse daha çok erkeklerden çıkmaktadır.” diye konuştu.
Üniversite olarak kadın sorunlarına dikkat çektiklerini ve uluslar arası sempozyumlar yaptıklarını söyleyen GRÜ Rektörü Attar “keşke böyle bir vesile olmasaydı. Keşke Özgecanımızın canı bu acıyı yaşamasaydı. Ne var ki bizler bu gerçekleri göz önünde bulundurmak ve sorumluluğunu yerine getirmek konumundayız” ifadesinde bulundu.
Attar konuşmasında, bu tür suçlara verilen cezaların gözden geçirilmesini, güvenlik konusunda ortaya çıkan veya çıkabilecek sıkıntıların önlenmesine yönelik tedbirler alınmasını, insanımızın ve toplumumuzun değer üretmeye odaklanmasına yönelik bir eğitim politikası izlenmesini,kitle iletişim araçlarının “gelir” öncelikli bir anlayışla değil “değer” anlayışlı bir yaklaşımla çalışmasını istedi ve bu yönde çağrılarda bulundu.
REKTÖR’DEN ÖZGECAN’ A AĞLATAN MEKTUP…
Aygün Attar, konuşmasının sonunda “Melek Özgecana” başlıklı bir mektup okuyarak alanda duygu dolu anlar yaşanmasına ve akademisyenlerin gözyaş dökmesine neden oldu.
"BU OLAYIN FAİLLERİ KADAR,ONLARI BARINDIRAN TOPLUM DA SUÇLU"
Attar, mektubunda şunları söyledi: “Masum bakışları insanın ta içine iyilik olarak işleyen güzel yavrum. Eğitim hayatının başında iken okuduğun okuldan dönerken vahşete maruz kalmış masum evladım. Tüm eğitimciler adından senden acılı ailenden af diliyoruz kızım ..
Bizim başarısızlığımız sonucunda, CEHALET beynini, ruhunu, varlığını, cerahate dönüştürmüş olan yaratıklar sana kıydılar yavrum. Bu utanç bize yeter. Bu olayın fail(ler)i kadar on(lar)ı barındıran toplumun da suçlu olduğu inkar edilmez bir gerçektir..
Suçlu ve utançlıyız. Ve de tarifi izah edilmez ACILI.. Ama bunların hiç biri seni geriye getirmeyecek güzel, masum, melek, namusunu hıvzetmek için şehit olan kızım Özgecan. Sen cennetinden seni yakanların yakıldığı cehennemi seyredeceksin ya tek tesellim o yavrum.
Melek Özgecan. Sakın insanın ta içine iyilik olarak işleyen o bakışlarla bizleri süzerek (acıyarak) affetme güzel kızım. Af edilmeyecek kadar günahkarız çünkü.. Rahmet sana Lanet katil(ler)ine. Yavrum Özge olmayan Canım, Özgecan'ım, çocuğum”.