Güre Yerleşkesindeki konferans salonunda düzenlenen, sempozyumun bu yıl ki teması; 'Karadeniz'den Hazar'a Stratejik Bakış'…
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan KARASAM Müdürü Doç. Dr. Yalçın Sarıkaya yaptı. Sarıkaya, barışa, diyaloğa ve anlayışa dünyanın pek çok yerinde ve özellikle Karadeniz havzasında da çok ihtiyaç duyulduğuna dikkat çekerek, sempozyumun buna katkı sağlayacağını vurguladı.
Eko AVRASYA Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Eren de bölgesel anlamda güven ve istikrarın ekonomik ve kültürel kalkınmayı getirdiğini belirterek Türkiye’nin coğrafi konumundan dolayı stratejik önemi olduğunu söyledi.
Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi Genel Sekreter Yardımcısı Adakhan Madumarov, Ülkeler arasında çok taraflı işbirliği sağlamak ve ikili ilişkileri çoklu ilişkilere çevirmek amacıyla bu tür organizasyonların düzenlenmesinden duyduğu memnuniyeti belirtti.
REKTÖR ATTAR."ULUSLARARASILAŞMA YOLUNDA EMİN ADIMLARLA İLERLİYORUZ"
Giresun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aygün Attar da sempozyumun amacını; Hazar Havzasının nasıl bir coğrafyada nasıl bir stratejik öneme sahip olduğunu ortaya çıkarmak, bu stratejik önemden bölge ülkelerinin azami ölçüde faydalanmasının yollarını bilimsel açıdan ortaya çıkarmak olarak özetledi.. Attar, “ Giresun Üniversitesi Uluslararasılaşma ilkesini böylesi bir sempozyumun 6.’sını gerçekleştirerek ortaya koymuş, bu yolda emin adımlarla ilerlemektedir.” dedi.
Hazar bölgesinin Türkiye'nin enerji politikaları açısından önemine dikkat çeken Attar, şunları söyledi: "Bu bölgelerdeki devletler sahip oldukları doğal servetler üzerinde kendi egemenliklerini tahsis etmek istiyorlar. Sovyetler Birliği'nin yıkılışından sonra ortaya yeni bir düzen ortaya çıktı. Azerbaycan ile Kafkasya, doğal servetlere sahip oldukları için bir şeyler yaratmak istiyorlar. Bir de servetleri olmayan ama bulundukları nokta açısından, Gürcistan gibi,Ermenistan gibi stratejik konumu kullanarak bir şeyler yapmak ve bundan kazançlı çıkmak isteyen devletler var. Devletler, sahip oldukları ürünü uluslararası piyasaya çıkarmak, satışa sunmak ister. Burada da çıkar çatışmaları ve rekabet tüm acımasızlığıyla devreye girer" dedi. Rektör Attar konuşmasını şöyle sürdürdü:"Bu ülkeler, sahip oldukları enerji kaynaklarını yabancı ortaklarıyla uluslararası piyasaya çıkarmak için boru hatları ve koridorlar gibi konuları uluslararası ekonomik ilişkiler düzlemine taşımak zorunda kalır. Hazar Karadeniz havzasında boru hatları ve güzergahları politikasının karakterini etkileyen en temel etken, bu hatlarla ilgili devletlerin tutumu olmuştur. En temel sorun da budur. Bu devletlerin amacı, özgür biçimde uluslararası pazara çıkarak satıştan kar elde etmek ve ekonomik açıdan gelişmektir. Ama aynı zamanda burada bir soru işareti de var; bu mudur, yoksa boru hatları üzerindeki avantajlı konumlarını kullanarak komşu devletlere ve dünya devletlerine jeopolitik tazyik yapmak mıdır? Burada unutulmaması gereken bir gerçek var. Rusya ve İran'ın uluslararası piyasada fiyat politikalarına kadar çok ciddi etkileri var. Bu piyasaların olumsuz etkileneceğinden endişelidirler. Bu nedenle enerji alanında alternatif ve bağımsız aktörlerin yer alması eski etkinliklerini ortadan kaldıracağı için farklı tavır sergileyecekler ve sergiliyorlar."
Kazakistan Ankara Büyükelçisi Prof.Dr. Canseyit Tüymebayev ise, devletlerin dış politika stratejilerini belirlenmesinde enerji faktörünün önemli olduğuna dikkat çekerek, "Enerji güvenirliği konusu bölgesel ve küresel krizlerin önemli sebeplerinden birisi olmuştur. Bunun delili olarak Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgelerinde yaşanan enerji arzı kaynaklı çatışmaları gösterebiliriz. Dolayısıyla sadece arz eden ülkeler değil, transit ülkeler, tüketiciler, enerji şirketleri gibi enerji zincirinin tüm halkaları dayanışma içinde sorumluluk üstlenmelidir" dedi.
Siyasal, kültürel ve ekonomik açıdan Avrasya merkezleri olma özelliğini sürdürenKaradeniz ve Hazar havzasındaki ülkelerin birbirleriyle çatışma değil, kaynaşma içinde olması gerektiğini kaydeden Tüymebayev, şunları söyledi:"Bölgede 1990'ların başından itibaren çok taraflı iş birliğine yönelip çeşitli girişimler oldu. Karadeniz havzasında yer alan çok sayıda ülke bu iş birliğinin platformlarında yerlerini buldu. İnanıyoruz ki Karadeniz havzasında vuku bulan anlaşmazlıklar, çatışmalar son bulacak ve bölge ülkeleri huzur ve istikrar içerisinde iş birliğini sürdürecek." İstanbul Milletvekili Dr. İsmail Safi de sempozyumun tüm dünyaya katkı sunacağına dikkat çekerek“Giresun inisiyatifinin Karadeniz Havzası çalışmaları için merkez olacağını düşünüyorum.”dedi.
Giresun Valisi Hasan Karahan, 2 gün sürecek etkinliklerde konukları Giresun’da ağırlamaktan memnun olduklarını belirtti. Karahan, sempozyum nedeniyle Karadeniz ülkelerinin birbirini daha iyi anlayarak yakınlaşacağını sözlerine ekledi.
11 ülkeden 80 dolayında akademisyen, araştırmacı, gazeteci, siyasetçinin katıldığı sempozyumun açılış törenine Vali Hasan Karahan, Başkanı Kerim Aksu, AKP İstanbul Milletvekili Dr. İsmail Safi, Azerbaycan Milli Meclisi Milletvekili Eldar Qulıyev, Kazakistan Ankara Büyükelçisi Prof.Dr. Canseyit Tüymebayev, Azerbaycan Milli Meclisi Milletvekili Eldar Quliyev, Giresun Cumhuriyet Başsavcısı Ömer Karişit, bazı kaymakamlar, İl Emniyet Müdürü Uğur Öztürk, bazı belediye başkanları, daire müdürleri, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri, akademisyenler, öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı.
ATTAR'A MADALYA…
Sempozyum açılış töreninde ayrıca, GRÜ Rektörü Attar'a Avrasya Ekonomik İlişkiler Derneği (EKO Avrasya) tarafından bölge barışına, Türkiye ile Türk Cumhuriyetleri arasındaki ilişkilerinin ekonomik, sosyal ve kültürel alanda güçlenmesi için eğitim yoluyla katkılarından dolayı üstün hizmet madalyası ve berattı takdim edildi.
Attar'ın plaket ve İstanbul Milletvekili İsmaik Safi ve Eko AVRASYA Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Eren tarafından verildi.