Borç ödeme zamanıyla seçim zamanı erken gelir…
Öyle de oldu, yıllar göz açıp kapayıncaya kadar geçti.
122 gün sonra yine sandık başına gidip, oy vereceğiz ve ilimizi 4 yıl süreyle temsil edecek‘vekillerimizi’ belirleyeceğiz.
Ancak bu kadar kısa bir süre kalmasına rağmen siyasi partilerin kış uykusu sürüyor.
Godo’yu veya mehdi bekliyorlar sanki.
Tereklerinde tıkırtı yok.
Ne iktidarın, ne de muhalefetin hiç birinin kendi tabanına veya seçmen kitlesine dönük bir çalışmalarının olmadığı görülüyor.
Boşalan yönetim yapılarını oluşturmakla meşguller.
Bir de günibirlik görevlerini yaptıkları izlenimi veren basın açıklamalarıyla yapay gündemler oluşturup polemik yaratıp, sonra da bunu ‘kayıkçı kavgası’na dönüştürüyorlar.
Tıpkı genel başkanlarının yaptığı gibi…
Sadece sorunu söyleyen bir muhalefet, sorun yokmuş gibi davranan bir iktidar var.
Bunun son örneğini işsizlik üzerinden yapılan tartışmada da gördük.
Muhalefet işsizlik var dedi, iktidar yok anlamına gelen laflar etti. Sonra sustular.
Onları kendi hallerine bırakalım.
Devletin resmi kayıtları ortada.
Giresun'da 2014 yılında 8 bin 820 kadın,7 bin 758 i erkek olmak üzere 16 bin 578 kişi, işe girmek için başvuruda bulundu.
Bir önceki yıldan devreden sayı ile işsiz sayısı 33 bin 579’a ulaştı.
Bu sürede işe sadece 50 kişisi kamuda olmak üzere, toplamda geçiciler de dahil 6 bin dolayında kişiye iş bulunmuş.
Bu işsizlerimiz kayıt altındakiler. Ya diğerleri?..
SGK’ya müraacat etmeyenler, sosyal güvenceleri sınırlı, boğaz tokluğuna çalışanlar, kaderleri patronun iki dudağı arasında olan hizmet sektörü elemanları ne olacak?.
İşsizlik ordusuna siftah etmeden dükkan kapatan, sadece sigorta, maliye ve bankalara çalışıp borçlarını ödeyemeyince de kepenk kapatan esnafları da katmak lazım. Sadece geçen yıl ilimizde.676 işyeri kapandı.
AKP il Başkanı Sayın Hasan Aydın ve O’nun gibi düşünenlerin tuzu kuru.
Onlara göre işsizlik sadece Giresun’un sorunu değil, Türkiye hatta dünyanın sorunu.
Zaten ortalamaların da altındaymışız.
Sayın Aydın, Özel İdare kaynaklarıyla şirketine bina yaparak açtıkları, sonra sürekli ziyaret edip bir mabet, ören yeri haline getirip kutsadıkları, işsizliği önleme adımı olarak gördükleri 125 kişinin çalıştığı çağrı merkezini de söylemeyi de ihmal etmemiş.
Sanki fabrika açtılar. Sanki burası AKP'nin malı…
Breh breh; ne kadar övünsek azdır!..
Oysa iktidarları süresince kapanan sadece Adel Kalem Fabrikası’nda 75 kişi çalışıyordu.
Seka’da, kapandığı gün 200'ü kadrolu 450 işçi vardı.
FKB’de 1.500 işçi sayısı aynı tarihlerde norm kadroya 900’e indirildi.
Giresun Limanı, Kıyı Emniyet Müdürlüğü, TMO depoları, Orman Ana Tamirhane, Petrol Ofisi Dolum Tesisleri, Kalkınma Bankası, Sunta, Başkan Gıda, Fatoğlu, PETMA ve diğer irili ufaklı sanayi tesisleri, küçük orta boy işletmeler, onların yan kuruluşları istihdam ve katma değer yaratıyordu.
10 bini aşkın kişi bu kuruluşlarda çalışıyordu.
Bu kentin karnı doyuyordu. İşsizlik bir sorun olarak görülmüyordu.
Şimdi geriye ne kaldı?
Giresun Üniversitesi, Giresun Belediyesi bir ay maaş ödemesin bu kent iflas bayrağınıçeker.
Lafı uzatmaya gerek yok…
Bu önemli sorun üzerinden siyaset yaparak konuşmak da, görmezden gelip susmak daerdem değildir.
Giresun’da işsizlik vardır. Bu ilin en acı gerçeği budur ve bu sorunun yarattığı göçtür. 12 yılda 100 bin kişisini en başta işsizlik nedeniyle başka illere göç ettirmiş bir kentin, öncelikle siyasetçileri bu gerçeği kabul etmeli, sonra da somut öneriler, planlar, projeler oluşturup sorunun çözümüne yönelik hedefler belirlemelidirler.
Gerisi lafı güzaftır, havanda su dövme, kösele çevirme, kav çakmadır.
Sadede gelelim.