Kader ERTEN, Siirt’in Pervari ilçesine bağlı Yapraktepe köyünde, 11,5 yaşında evlendirilip, 12.5 yaşında anne oldu. Ve erken doğumla dünyaya getirdiği ikinci bebeğinin ölümünün ardından, evinde tabancayla vurulmuş halde bulundu. 14 yaşındaki Kader ERTEN, dün gece sessizce toprağa verildi.
Hem iki kız çocuğuna sahip bir anne olarak, hem bir kadın olarak hem de bir üniversite Rektörü olarak bu olayın yüreğimde açtığı yarayı tarif edemiyorum. Henüz daha 12 yaşındayken, annelik gibi büyük bir sorumluluğun altına atılan Kaderin ve ülkemizde adı bilinmeyen binlerce “Çocuk Gelinlerin” yaşadıklarını kendim yaşamış gibi, büyük bir üzüntü duydum.
Çocukluğunu dahi yaşamasına izin verilmemiş küçücük, gencecik bir kızın 2 yıl içinde 2 çocuk doğurmaya itilmesi, öldürülmesi kadar çirkin ve üzücü bir olaydır. Daha açmamış bir gonca gülün, önce anneliğe sonra ölüme terkedilmesi, toplumun bazı kesimlerinde hala daha kadınlarımıza ve kızlarımıza gereken değerin verilmediğini gözler önüne sermektedir. Üniversite sıralarında oturma hakkına kavuşamamış, belki ilerde doktor olup yüzlerce çocuğun dünyaya gelmesini sağlayacak olan Kader önce anne sonra ölü bedeni ile toprak olmaya layık görülmüştür.
Ne yazıktır ki; ölümünün ardından birkaç saat geçmeden cenaze namazı dahi tertip edilmeden, “bir insan olduğu hiçe sayılarak” o küçücük bedeni gece yarısı sessizce toprağa verilmiştir.
Kader’e yapılanlara bakıldığında, bir çocuğa, bir kadına, bir insana bu yapılanların canilikten başka bir açıklaması olamaz.
Ülkemizde hala kızlarımızın okumasına izin verilmiyorsa ve çocuk yaşta sahte hastane raporları ile evlilik gerçekleştiriliyorsa, bu konuda herkesin üzerine düşen suçluluğu hissetmesi gerekmektedir. TBMM’nin, bu olayların tekrar yaşanmaması için kalıcı önlemler alması gerekmektedir.
Ancak maalesef, KADER’e yapılanların ardından, kadın milletvekillerimizin sessiz kalışı, Türkiye’de ve dünyadaki kadın örgütlerinin tepkisizliği ve kadın akademisyenlerimizin bu olay karşısındaki duyarsızlığı da oldukça düşündürücüdür.
Her fırsatta kadına şiddetin ve kadın erkek eşitsizliğinin ortadan kaldırılması için mücadele eden Giresun Üniversitesi olarak, bu olayı, bu olayda parmağı olan tüm canileri, bu olaya sessiz kalabilen herkesi (öyle ki sessiz kalabilmek mümkün değilken ) esefle ve şiddetle kınıyor, KADER’e yapılan bu caniliğin toplumda gerekli tepkiyi en kısa zamanda görmesini umut ediyor ve bir daha asla yaşanmamasını diliyorum.
(KAYNAK: GİRESUN ÜNİVERSİTESİ SİTESİ)