*Türkiye genelinde eşi veya eski eşi tarafından fiziksel şiddete maruz bırakılan kadınların oranı % 39, fiziksel veya cinsel şiddetin birlikte yaşanma yüzdesi 41,9’dur.
Kentte fiziksel şiddet oranı % 38 iken kırda % 43’tür. (Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü 2012)
· Yaşadıkları şiddeti kimseye anlatamayan kadınların oranı % 48,5’tir. Şiddet yaşayan kadınların sağlık sorunları yaşama, intihar etmeyi düşünme ya da deneme olasılıkları en az iki kat artmaktadır. Her 10 kadından 1’i gebeliği sırasında fiziksel şiddete maruz kalmıştır. (KSGM 2012)
· Ülkemizde kadınların % 26'sı 18 yaşından önce evlenmekte, %10’u ilk çocuğunu 18 yaşından önce kucağına almakta, % 32’sinin okula devam etmesi engellenmiş durumdadır; ayrıca okuma yazma bilmeyen kadın nüfus oranı erkeklerden 5 kat fazladır. 2015 Küresel Toplumsal Cinsiyet Uçurumu Raporu’na göre ise Türkiye, 2014’te 142 ülke arasında 125. sırada iken 2015’te 145 ülke arasında 130. sıradadır.
· Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile içi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesini onaylamasına rağmen Türkiye’de, kadına yönelik şiddet önemli bir endişe konusu olmayı sürdürüyor; çünkü Türkiye'de son 11 ayda 236 kadın öldürüldü. Aynı dönemde 71 kadına tecavüz edildi, 368 kız çocuğu ise cinsel istismara uğradı. 2010'dan bu yana öldürülen kadınların sayısı 1638.
· Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, OHAL'in başlamasından itibaren, yılın bir önceki dönemine göre, cinayetlerde iki katı artış olduğunu, 272 kadın cinayetinin yarısının son üç ayda işlendiğini açıkladı. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından gelen süreçte şiddet ve çatışma ortamına bağlı olarak kadına şiddet de arttı.
Rakamlar ürkütücü…
Bütün sözlerin ve alfabelerin harflerinin bittiği nokta tam da burası.
Havanda su dövmeye, bizim buralıların değimiyle ‘kav çakmaya’ gerek yok.
Türkiye’de şiddeti önlemeyen, hatta bundan beslenen kişiler, kuruluşlar, anlayışlar, gelenek ve görenekler var.
Kadını koruyan yasalar, yönetmelikler, kurumlar var.
Ama bunlar sadece varlar.
İktidar kurulu düzenini, toplum ‘ahlakını’ kadına şiddet üzerinden koruyor.
En önemlisi de adına ‘medya’ denilen büyük aydınlatıcı güç kadına şiddeti aktuelleştiriyor, magazinleştiriyor, senaryolaştırıyor sevimli hale getirerek gerçeği karartıyor.
İşimiz zor, hem de çok zor.