Giresun

KADINLAR HAKLI…

Devrimleri kadınlar yapar.  

Kurtuluş Savaşı’nın asıl kahramanı, Cumhuriyet’in de asıl kurucu unsuru da Türk Ulusu’nun kadınlarıdır.

Atatürk bunu taçlandırmak ve bütün dünyaya mesaj vermek için Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı verilmesini sağlamıştır.
İşte bugün, bu anlamlı hakkın verilişinin yıl dönümünü, Dünya Kadın Hakları Günü ile birlikte kutluyoruz.

 

Ancak sadece söylemlerle…

 

Erkekler yine kürsülerde uçkur düzeltip, kravatlarını ortalayıp, perçemlerini okşayarak, badem bıyıklarını burup sallıyorlar:

“Bakın size ne kadar önem veriyoruz; seçme seçilme hakkını bütün ülkelerden önce verdik, yatın kalkın dua edin” demeye getiriyorlar .

Bunun üzerinden Atatürk’ü de içine alan övünç dolu cümleler kurarak bir algı yaratmak istiyorlar.

Başarılılarda…

Hâlbuki Türk kadınının tek hakkı seçme ve seçilme hakkı değildir.
Kadınlarımızın temsiliyet dışında,  doğumdan ölüme kadar her kimliğe, her yaş gurubuna göre değişen pek çok önemli sorunu var.  Cinayet, fiziksel-sözlü şiddet, töre kaynaklı kölelik, adalet, mülkiyet, eğitim, cinsel ayrımcılık, emek sömürüsü…

 

Bunlar sadece Türkiye’ye özgü de değil.

Her ülkenin kadınlarına yönelik tutumları farklı.  Sorunlar katmerleşiyor. 

Ülkelerin kadın ve erkeğin  eşit bireyler olarak hayatın içinde olması, bir ülkenin uygarlık düzeyini ortaya koyan unsur olarak görülüp kabul etmesine ve buna uymayan ülkelerin soyutlanmasına  kadar da bu sürecek..

Ama istatistikler ortaya koyuyor ki; Türkiye, sicili bozuk ülkeler arasında.

Mesela öteki hakları geçtik kadınlarımızın en temel hak olan yaşam hakları yok.

İstatistikler ortada…

2014'ün ilk 11 ayında 209 kadın kocaları, eski kocaları, ayrı yaşadıkları kocaları, imam nikâhlı yaşadıkları kocaları ve sevdikleri erkekler tarafından öldürüldü.

Neredeyse hepsi aynı yöntemlerle işlenen cinayetlere kurban gittiler. Bıçaklandılar, işkence edildi, boğuldular, pompalı tüfeğin de dahil olduğu ateşli silahlarla vuruldular.

Yine, yine çoğu aile bireyleri ve yakınları tarafından 123 kadın darp edildi, 50 kadın taciz veya tecavüze uğradı. 

Bugün önce bunları bir konuşmalıyız. Sadece bugün konuşup da bir dahaki yıl bugüne kadar da unutmamalıyız. 

 

Elbette seçme ve seçilme hakkı önemli bir hak.

Ama Türk kadını bu hakkını da kullanamıyor, kullandırılmıyor.

TBMM'de toplam 548 milletvekilinin 79'u kadın milletvekilli. Kadın milletvekili sayısı, TBMM'deki milletvekili sayısının yüzde 14,42'sini oluşturuyor.
Atatürk’ün partisi, kadınlara seçme ve seçilme hakkı veren parti CHP’de bile 134 milletvekilinin sadece 19’u kadın.

Bu demektir ki, siyasetin bütün olumsuzluklarını yaşayan kadınlar siyasetin dışındalar, yasa yapan kurumda, karar organında yoklar. Orada kendi yaşamlarını uluslar arası haklar manzumelerine, sözleşme yasa ve yönetmeliklere göre düzenlemekten yoksunlar.

 

Kadınlara bu günde pek çok çağrı yapılabilir ama ben derim ki; Erkek egemen bir toplumda var olmak tabi kolay değil. Size saldıracaklar, varlığınızı ortadan kaldırmak için her şeyi yapacaklardır.

Şiddetin her türüne maruz kalacaksınız, öldürüleceksiniz. 

Kadınca özellikleriniz, kaprisleriniz, küseğenlikleriniz, analık duygunuz mutlaka olsun. Ama ilkeniz, inancınız, doğrularınız da olsun. Onlarla anlayın, algılayın.

Evde, sokakta, işte, bulunduğunuz her alanda mücadele edin, yenilmeyin, yorulmayın, teslim olmayın. Haklarınız için de mutlaka örgütlenin, siyasi partilerde, STK'larda var olun. 

Ve de en önemlisi asla sevgisiz kalmayın. Etrafınızda mutlaka sevgi kalkanı olsun.

Bütün kadınları sevin.

İçlerinden birisini daha çok sevin. 

 

Bir sürü kin, öfke, vahşet, savaş, çirkinliğe, namussuzluğa rağmen hayat onlarla güzel, onlarsız olmuyor, onlarsız olamazdık da..

 

(2014)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir