Türkiye Kamu-Sen İl Temsilcisi Arif Çetinkaya üyeleriyle birlikte düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Erdoğan tarafından açıklanan ‘demokrasi paketi’ni protesto etti. Atatürk meydanında açıklama yapan Çetinkaya, “Ne Mutlu Türküm Diyene” deme hakkımızı elimizden almaya çalışan ve PKK terör örgütünün kirli taleplerini hayata geçirmeyi amaçlayan sözde Demokrasi paketini protesto etmek için tüm Türkiye’de olduğu gibi Giresun’da da toplandık”dedi.
Çetinkaya açıklamasında şunları söyledi: “Yıllardır yürütülen kampanyalarla bizleri bir arada tutan tarihi ve kutsal kavramlarımızın içi boşaltılmak, inanç değerlerimiz yıpratılmak, milli ve manevi değerlerimiz yozlaştırılmak istenmekte; milletimizin ve devletimizin geleceği üzerinde kirli bir oyun oynanmaktadır.
Bu oyunun son sahnesi ise demokratikleşme paketi adı altında, Türk milletine dayatılan baldıran zehiri olmuştur. Bu paketle, 30 yıl boyunca ülkemizi bir kan gölüne çeviren eli kanlı bebek katillerinin ana dilde eğitim talebi, özel okullarda hayat bulmakta, bölücülerin çok dilli toplum hayali, Hükümet eliyle gerçekleştirilmektedir.
Bununla ana dilde eğitim, terör örgütünün kazanç hanesine geçirilmekte, milletimizin arasındaki iletişim koparılmak istenilmektedir. Alfabemizde olmayan harflerin kullanılmaya başlamasının ve isteyen herkesin her dilde eğitim yapabilmesinin ardından gidilen yol, çok dilli, çok milletli, çok başlı, bölünmüş bir Türkiye’ye çıkmaktadır.
Bu yol, dilde ayrışma, iş’te ayrışma, fikirde ayrışma ve nihayetinde hedefte ayrışma yoludur. Bu paketle bölücü klavyelere özgürlük, birleştirici dillere pranga vurulmaktadır.
Bu paketle, Türk coğrafyasında yaşayan tüm vatandaşlarımızı bir arada tutan ve ortak bir amaç etrafında kenetlenmemizi sağlayan üst kimliğimiz “Türklük” yok edilmek istenilmekte, bu doğrultuda her sabah okullarda okutulan “Öğrenci Andı” kaldırılmakta, “Ne mutlu Türküm diyene” diyenler susturulmaktadır.
Türküm’le başlayan, doğruyumla devam eden bir andın kaldırılması, ancak Türk olmayan ve doğru olmayan insanları memnun etmek için atılmış bir adım olacaktır. Bu And birilerinin dediği gibi şahıslara değil, milletimiz için yüce Yaradana yapılmaktadır.
Andımızın hangi bölümleri kimleri niçin rahatsız etmektedir? Andımızda ki Türk adı olmasa kaldırmaya kalkacaklar mıydı? Türküm demenin ırkçılık olmadığını, Türk Milletinin Türkü, Kürdü, Lazı, Arabı …. İle bir bütünü ifade ettiğini bilmeyen var mı? Türküm ifadesini ırkçılığa dayandıranlar bu memleketten Türk adını silmek isteyen kötü niyetlilerdir.
Başbakan, Siyasi Partiler Kanunundaki, siyasi partilere üye olmayı yasaklayan bütün maddelerin kaldırılacağını beyan etmiştir. Bugün terör eyleminden dolayı mahkûm olanların siyasi partilere üye olması yasaktır.
Bu yasağın kalkması, siyasi partilere eş başkanlık sisteminin getirilmesi ile birlikte değerlendirildiğinde bebek katilinin, bir partiye eş başkan olarak siyasete atılmasının önünü açacak bir uygulama olacaktır.
Türk milleti, kendisine yapılan hiçbir saldırıyı karşılıksız bırakmayacaktır.
Bu coğrafyadan Türk adını silmeyi hedefleyenlere karşı, şehitlerimizin kanlarıyla sulanmış bu toprakların Türk yurdu olduğunu bir kez daha ilan ediyor ve diyoruz ki:
“Üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe Türk’ün ilini ve töresini kimse bozamayacak, yeryüzünde bir tek Türk kalsa dahi, bu vatandan Türk mührünü kimse silemeyecektir. Varlığım Türk varlığına armağan olsun! Ne mutlu Türküm diyene!”.