Bir yayın kuruluşunun yayıncılık ve haber politikasını, muhalif, yanlı, tek taraflı, yandaş bulup beğenmiyor olabiliriz.
Bu durumda o TV’yi izlememek, o gazeteyi almamak diye bir ceza var, halkın verdiği…
Ama eğer o ‘cezayı’ basına iktidarı elinde bulunduranlar yasalara dayandırarak veriyorsa, bu doğru değildir.
Kaldı ki çağdaş, ileri demokrasilerde basın yoluyla işlenen suç diye bir kavram yoktur.
Gazeteciler yazdı, çizdi, görüşlerini açıkladı, mesleklerini yaptı diye içeri tıkılmaz, ceza almaz, işsiz kalmaz.
En büyük ve affedilmez suç; ülke menfaatlerini gözetmeme, kendi çıkarlarını toplumsal çıkarlardan üstün tutma, kamu adına sorumluluk ve yükümlülükleri yerine getirmemedir.
Basının evrensel etik değerlerine uymamadır.
Ahlak ve erdemden yoksun olmadır.
Bu ve benzeri özellikteki basın-yayın kuruluşları elbette kapatılmalıdır. Gazeteci kılığına girmiş tetikçiler, troller temizlenmelidir bu sektörden.
İzlediğim kadarıyla Halk TV bu kategoride değildir.
Sadece muhalif bir kanaldır.
Dolayısıyla bu akşamki karanlık ekran, yüzyılımıza hiç yakışmadı.
Gerekçeler ikna edici olmadı.
Halkın, o kanalı izleyenlerin haber alma hakkı o karanlıkla yok edildi.
Ama tek avuntum; baskılar hukukun üstünlüğüne, özgürlüğe, demokrasiye olan özlemi, daha güzel bir Türkiye’de yaşama umudunu daha da güçlendiriyor.
Bu günler de geçecek.
Eminim…