Ülkemizin şehitleri ve Giresunumuzun da şehidi var. Göreleli Ahmet Köroğlu, daha 25 yaşındaydı. Kuzeni Talha Beytüşşebap’ta 2018 yılında şehit olmuştu. Ahmet kimbilir arkasında ne umutlar ne hikayeler ve yaşayacağı ne hayaller bıraktı?
Ruhu şad olsun.
Acımızı büyük. Ateş sadece düştüğü yeri değil, her tarafı yaktı.
Ailelerinin ve milletimizin başı sağolsun.
Daha 20 gün önce 12 askerimiz, şimdi 9 toplam 21 vatan evladı hayatlarından koparılıp alındı.
Elimiz yüreğimizde yeni şehit haberleri bekler olduk.
Bu doğal ve olağan değil. Tam bu noktada sormak lazım değil mi: Neden hep bizim çocuklarımız ölüyor?
Türkiye tabi toprak bütünlüğüne yönelik terör tehditlerini ortadan kaldırmak için sınır ötesi operasyonlar, harekatlar hatta savaş da yapacak. Yaptı da…Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Fırat Kalkanı, Pençe-Kilit..
Bu kutsal mücadelede şehitlerimiz, yaralılarımız da olacak.
Ama Türk toplumu buna ikna olacak.
Sorular cevapsız kalmayacak.
Bu sınır ötesi harekatların olduğu bölgelerde askeri, stratejik, operasyonel, yönetsel, istihbari, zaman, kapladığı alan ve diğer açılardan eksiklik, hata, kusur var mı bu ve benzeri soru ve konular muğlakta kalmamalı.
İHA’larımız, SİHA’larımız ve kullandığımız bütün teknolojileri atlatan ne oldu?
Ülkemizin operasyon bölgesinin hakim devleti başta ABD’nin istihbarat bilgilerini vermeyerek veya yanlış yönlendirerek çocuklarımızın topluca katledilmesinde payı olduğu iddiaları ortada duruyor.
Bizim yok etmeye çalıştığımız PKK ve ismi değişik diğer hainlerin çocuklarımızı öldüren ellerindeki silahların, kullandıkları ağır savaş malzemelerinin ABD menşeili olduğunu bilmiyor muyuz?
Bu ülke o terör guruplarını orada jandarma gibi konuşlandırıp, her türlü teçhizatı sağlıyor. Irak’ın kuzeyi, Türkiye’nin güneydoğusu, Suriye’nin kuzeyi, İran’ın kuzeyinde bir PKK devleti kurulması ABD’nin BOP’unun amacı ve hedefi.
Bunu da inkar etmiyorlar.
Bu kirli emperyalist paylaşım savaşının amacı ve hedefi petrol ve enerji kaynaklarının üzerine çökmek. Bize de ölmek ve acısı kalıyor.
Bütün bunlar için TBMM acilen sadece bu gündemle toplanmalı ve bilgiler paylaşılmalı, kuşkular, endişeler paylaşılmalı, demokrasinin bir gereği olarak kamuoyu aydınlatılmalı.
Sınır ötesinde sadece teröristlerle değil, her türlü zor koşullarla ve emperyalizmle ve kuklalarıyla savaşan askerlerimize mücadelelerinde başarılar diliyorum. Sahipsiz değiller. Ülkemizin bütün yurttaşları onların arkasında. Teröristlerin inlerini başlarına yıkacak, sağ salim geri döneceklerdir.
Ama bir kere daha vurguluyorum: Bu olay sadece ‘üs bölgesine sızmaya çalışan teröristlerle çıkan çatışmada’ cümlesiyle ve taziyelerle, ağlamaklı surat ifadeleriyle, hamasi nutuklarla geçiştirilmemeli.
Kim dost, kim düşman kiminle savaşıyoruz ve savaşmalıyız, artık belirlenmeli.
Kurşunun adresini bilmeliyiz. Yoksa O’nun ad ‘kör kurşun’ oluyor.