Lozan, 1. Dünya Savaşı sonunda emperyalist işgalci ülkeler tarafından tutsak alınmış, ezanı susturulmuş, bayrağı indirilmiş, topraklarına, evlerine girilerek hapsedilmiş bir milletin, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının önderliğinde, istiklal mücadelesi ile tekrar kazandığı Anadolu ve Trakya'ya sahip olduğunun belgesidir.
Lozan, Atatürk’ün dediği gibi “Türk halkına sevr’le düzenlenen suikastin yıkılışını ifade eden bir belgedir…”
Sevre karşı Misak-i Milli’nin zaferidir.
Lozan, ulusal direncimizi temsil eder; düşman işgali altında bulunan vatan topraklarını, yokluklar içinde ölüm-kalım savaşı vererek, kanıyla, canıyla geri alan yüce Türk Milleti’nin, Türkiye toprakları üzerinde başka hiç bir devletin kurulmasına izin vermeyeceğinin somut belgesidir …
Lozan, yabancılara kapitülasyonlarla verilen mali, idari, hukuki ve benzeri her türlü imtiyazın iptalidir; Türk milletinin yeniden özgürlüğüne kavuşmasıdır.
Lozan; Çanakkale, İnönü, Sakarya’dır, Büyük Taarruz’dur. Osman Ağa’dır, Gönüllü Alay kahramanlarıdır.
Gururumuzdur…
Her satırında bu milletin kanı, canı vardır. Mezarsız şehitlerimizin son nefesi vardır.
Bu yüzden Lozan’dan vaz geçilemez. Düşünülmesi dahi düşünülemez.
Ondan vazgeçilmesi, Türkiye Cumhuriyeti’nden vazgeçilmesi anlamına gelir. Bizi bölmek, parçalamak ve yutmak isteyen emperyalizmin emellerine hizmet etmek demektir.
Tarihe gömdüğümüz Sevr mandacılığını hortlatmaktır. Ulus bütünlüğünün bozulması demektir.
Lozan’ı Unutmayız, unutturmayız, unutmayacağız…
TV'deki yalakalar!…
Bir elinize işgal edilmiş Anadolu'nu, bir elinize de şimdiki Türkiye Cumhuriyeti'nin haritasını alın tutun ekrana gösterin ki; tam ortasında duran yüzünüze tüküreyim ben sizin…