Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Anadolu halkının Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, emperyalizme karşı bağımsızlık ve kurtuluş savaşı vererek, ardından da devrimlerle kurdukları yüzyılımızın en önemli ve özel devletidir.
Bunca badirelere rağmen dimdik ayakta durması, köklerinin, temellerinin kuruluş felsefesinin, ilkelerinin sağlam olmasındandır.
Türk halkının canı, kanı pahasına atalarının mirasına sahip çıkmasındandır.
Gene öyle olacaktır.
İnanıyoruz ki, 94 yıl sonra belki de en zor süreçlerinden birisini yaşayan Cumhuriyetimizi, başka rejimlerle değiştirmeye kimsenin gücü yetmeyecektir.
Tıpkı geçmişte olduğu gibi bu günleri de aşacağız ve Anadolumuzun bereketli topraklarında güçlü, onurlu, bir ulus devlet olarak, sevgi, barış ve özgürlük içinde yaşayacağız.
Bu inanç ve kararlılıkla 94 yıl sonra bir kez daha sesleniyoruz ve uyarıyoruz: ‘Gaflet, delalet ve ihanet’ içinde olan ‘dahili ve harici bedhahlar’, bizi yutmak ve yok etmek isteyen emperyalizm ve onun yerli işbirlikçileri, şunu çok iyi bilsinler ki, Cumhuriyetimizi ve onunla birlikte elde ettiğimiz, başta laiklik olmak üzere; bütün kazanımlarımızı, parlamenter demokrasimizi, hak ve özgürlüklerimiz bedeli ne olursa olsun ilelebet koruyacağız.
Bu kutlu günde, Cumhuriyetimizi kuran başta Atatürk olmak üzere, bütün kurucularımızı, Osman Ağa, Hüseyin Avni Alparslan, Giresun Gönüllü Alay kahramanlarını,
saygı, rahmet ve minnetle anıyoruz.
Ruhları şadolsun.
Yaşasın Cumhuriyet, yaşasın demokrasi…