CHP Giresun Milletvekili Bülent Bektaşoğlu, Lozan Anlaşması'nın, Osmanlı Devleti yerine Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulduğunun kabulü ve ilanı olduğunu söyledi.
Lozan'ın güncellenmesini isteyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sözlerini değerlendiren Bektaşoğlu, bunun Misak-i Milli sınırlarını tartışmaya açmak olduğunu ileri sürdü. Bektaşoğlu, Lozan Anlaşması'nı, 94 yıl sonra tartışmaya açmanın, tehlikeli bir girişim olduğunu ifade etti.
Milletvekili Bülent Bektaşoğlu yaptığı yazılı açıklamada şunları söyledi:
“LOZAN’IN GÜNCELLENMESİNİ İSTEMEK, MISAK-İ MİLLİ SINIRLARINI TARTIŞMAYA AÇMAKTIR”
Büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü ve arkadaşlarının bizi Anadolu'dan söküp atmak isteyen emperyalist ülkelerin Sevr dayatmasına karşı durarak elde ettikleri diplomatik başarının ürünüdür.
Bu gerçek ortadayken, maddeleri devletler tarafından kabul edilerek imzalanan ve uluslararası hukuk kurallarına göre geçerliliği süren Lozan Anlaşmasını, 94 yıl sonra tartışmaya açmak, güncellenmesini istemek tehlikeli bir girişimdir.
Böyle bir söylem ve eylemde bulunmak, Lozan'la birlikte çizilen Mısak-i Milli sınırlarımızın da tartışılmasına katkı sağlar.
Lozan sadece bir anlaşma değil, Cumhuriyetimizin kalkanı, varlığımızın temel nedeni, devletimizin kuruluş felsefesidir. Ülkemizin tapu senedidir. CHP olarak O’nu sonuna kadar koruyacağız, kötü emeller besleyenlere karşı çıkacağız.
“YUNANİSTAN’LA İŞGAL EDİLEN ADALAR, KIBRIS KONUŞULMALI”
Ülkeler arasındaki sorunlar Sayın Cumhurbaşkanı’nın yaptığı gibi böyle tartışmalı, afaki laflarla değil, ikili ilişkilerle, diplomatik kurallar çerçevesinde çözülür.
Gönül isterdi ki 65 yıl sonra Cumhurbaşkanı düzeyinde yapılan bu ziyarette, Yunanistan’la Lozan’ı değil, 18 Türk adasının işgalini, Kıbrıs’ı, Batı Trakya Türklerinin varlıklarının, temsillerinin engellenmesini, yaşadıkları sorunları ve diğer hak ve hukuklar konuşulsun.
“DIŞİŞLERİ POLİTİKAMIZ LOZAN’IN KAZANIMLARIYLA GÜÇLENDİRİLMELİ, ABD VE İSRAİL’LE ANLAŞMALAR ASKIYA ALINMALI”
Kaldı ki gündemimiz Lozan değil, Kudüs’tür. ABD’nin, dinimizin kutsal mekanı, ilk kıblemiz, Mescid-i Aksa’yı işgal anlamına gelen Kudüs’ü başkent ilan ettiği sırada böyle bir tartışma başlatılmamalıdır.
Türkiye, böyle bölge güvenliğinin tehdit altında olduğu bir süreçte dışişleri politikasını Lozan’ın kazanımlarıyla güçlendirmeli, bağımsız, egemen bir devlet gibi davranmalı, örneğin; ABD ve İsrail’le olan ekonomik askeri ve siyasi ilişkilerini durdurarak, bütün anlaşmaları süresiz ertelemelidir.
Bu vesileyle ABD’nin bütün dünyayı ve B.M kararlarını hiçe sayarak bölge barışını bozma girişimini kınıyor ve bir kez daha uyarıyorum.