GiresunManşet Üstü

NASIL BİR MECLİS?

31 Mart yerel seçimlerine giderken en önemli süreç geçiliyor.
Bugün siyasi partiler meclis üye listelerini seçim kurullarına veriyor.
Evlerde, odalarda sofalarda yoğun kulislerle hazırlıklar sürüyor.
Bir sır gibi saklanıyor, listeler.

Ama ölçü belli, nasıl bir meclis istiyoruz belli.
O listelerdeki isimlerin; kentlerimizi yönetme kişilik ve kimliğine, kabiliyet, eğitim, erdem, ahlak, vizyon, misyon, bilgi, görgü, kültürüne sahip olmaları, yaşamları ve başarılarıyla güven vermeleri gerekiyor.
En önemlisi de kentin kültür, tarih ve diğer değerlerine, insan, doğa ve bütün canlılarına, farklı düşüncelere inançlara saygılı bir anlayışta olmaları gerekiyor.
Adaylar o partinin siyasi kültür ve geleneğini taşımalı.
Kadınlar, gençler istiyoruz.
STK temsilcileri, basınla, sanat, edebiyatla ilgili, akademik çalışma kabiliyetli kişiler istiyoruz.
Hiçbir özelliği olmadığı halde sırf listeye girmek için başkan adayına, yakınlarına kuyruk sallayıp yalakalık yapan iradesizden meclis üyesi mi olur?

Sözün özü…
Çalmayacak, çırpmayacak, halkın parasının doğru, eşit, adil hizmetler için kullanılmasını sağlayacak…
Her şeye evet diye parmak kaldırmayacak, kişisel menfaatlerini toplumun menfaatlerinin üstünde tutmayacak, kendini değil kentini düşünen, başkanın adamı değil, adam olan meclis üyeleri istiyoruz.
Başkanın yönettiği değil, çalışma, plan, projeler, politikalarla başkanı yöneten bir meclis istiyoruz.

Sizce böyle mi olacak, akşama belli olacak…
Bakıp göreceğiz.
Ama…
Binlerce yıllık geçmişe sahip topraklarında sayısız uygarlık yaşamış, kurtuluş savaşına iki gönüllü alayla katılarak emperyalizme karşı bağımsızlık savaşının öncüleri olan, cumhuriyeti kuran, yaşatan atalara, pek çok değere sahip bu kent, bu özelliklere sahip oy verilecek 30 kişi çıkaramıyorsa yazıklar olsun.
* * *
Ben hala aynı noktadayım: Önseçimli demokrasi…Böyle bir seçme yöntemidir doğrusu.
Kentimizi ve Kendimizi yönetecekleri kendimizin seçmediği bir sistemi bize dayatıyorlar.
Kötüden biraz daha berilik listelere oy vermek zorunda kalıyoruz.
Bu kötülüğü şimdi söz, yetki ve karar makamında olanlar değil, memnun olmayanlar, itiraz edenler, demokrasi kültürü taşıyan halk kitleleri değiştirecek.
Siyasi ağalık düzeni yıkılmadıkça ne kentler, ne de ülke kurtulur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir