MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin terör örgütü PKK’nın İmralı Cezaevi’nde yatan elebaşısı için af anlamına gelecek talepleri ve TBMM kürsüsünden konuşma davetine Giresun’dan ilk tepki Eğitim-İş Sendikası’ndan geldi.
Sendikadan yapılan açıklamada, “Anayasanın ilk dört
maddesine yönelik açıklamalarla başlayan ve terörist başının Türkiye Büyük
Millet Meclisi’ne davet edilmesiyle devam eden söylemler ülkemizi karanlığa
sürüklemektedirAbdullah Öcalan, binlerce vatandaşımızın kanına giren, ülkemizin
güvenliğini tehdit eden bir teröristtir. Öcalan gibi bir katilin Türkiye Büyük
Millet Meclisi’nde konuşmasına veya herhangi bir şekilde meşru bir zemin
kazanmasına imkân tanımak, ulusumuzun birliğine ve bütünlüğüne büyük zarar
verecek, şehitlerimizin aziz hatırasına büyük bir saygısızlık olacaktır. ”
ifadelerine yer verildi.
Sendika Bahçeli’nin Öcalan’ı TBMM’ye davetini şöyle değerlendirdi: “Terörist
başının, iktidarın küçük ortağı tarafından Meclis’e davet edilmesi, terörle
mücadelede canını ortaya koyan güvenlik güçlerimizin ve özellikle şehit olan
öğretmenlerimizin fedakarlığını hiçe saymaktır. Şehitlerimiz, ülkemizin
birliğini korumak ve geleceğini aydınlatmak için hayatlarını feda etmişlerdir.
Onların hatırasına yapılan bu ihanet, ulusumuzun vicdanında derin yaralar açar.
Biz Cumhuriyet’in öğretmenleri olarak, Anayasa’nın ilk dört maddesinden ödün
verilmesine, Gazi Meclis’te terörist başını meşrulaştırmasına asla geçit
vermeyeceğiz.
Türkiye Cumhuriyeti, emperyalist odaklı bölücülerin ve teröristlerin oyun alanı
değildir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin sahipleri, Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün de
belirttiği gibi bütün Türk halkıdır. Etnik kimlik üzerinden siyaset yürütmek,
toplumda kutuplaşma tehlikesi yaratacak, terör örgütlerinin ve bölücü
zihniyetlerin cesaretini artıracaktır. Ana muhalefet lideri el yükseltmek
istiyorsa, ülkemizdeki insanların barış içinde yaşaması, ülkemizin birliğinin
korunması ve aydınlanma mücadelesi için el yükseltmelidir.
Terörle mücadelenin yegâne yolu, teröristlerin hukuk önünde hesap vermesi ve
cezalarını çekmesidir. Herhangi bir ayrıcalık ya da taviz, terör örgütlerinin
cesaretini artırmaktan ve bölücü emellerine hizmet etmekten başka bir sonuç
doğurmayacaktır. Bu nedenle, siyasiler bu tür açıklamalardan derhal geri adım
atmalı, tavizsiz bir şekilde terörle mücadeleye devam edilmelidir.
Tüzüğünde açıkça “Tam bağımsızlıktan yana anti-emperyalist bir örgüttür.
Irkçılığa, gericiliğe ve bölücülüğe karşıdır” yazan Eğitim-İş olarak bizler,
özgürlük, eşitlik, dayanışma, kardeşlik ve adaletten yana tarafız. Varoluş
amacımız, bu ilkelerimizi eğitimde savunmak, güçlendirmek ve aynı şekilde
siyaset alanında da bunları talep etmektir.
Eğtim İş Sendikası açıklamasında “ Gidilen yol, ne barışa, ne özgürlüğe, ne de demokrasiye çıkacaktır. Daha önce de benzer yollara sapılmış ve sonuç, toplumdaki kutuplaşmanın derinleşmesi, onlarca, hatta yüzlerce ölüm olmuştur. Çözüm, daha güçlü bir demokrasi inşa etmek iken, demokrasiden uzaklaşmayı toplumsal barışın yolu olarak sunmak, halkımıza karşı söylenmiş bir yalandır” dedi..