Türkiye'nin en saygın üniversitelerinden İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi şu sıralar berbat durumda. Güya onarım yapılyor. Her tarafta inşaat var, yerler kazılmış. Alan şantiye görünümünde. İskeleler kurulmuş, harçlar, kum çakıl, 5'e-10 kalaslar, demir profiller yerlerde…
Kısa zamanda bitecek gibi de görünmüyor.
Oğlum isyanlarda, işçilerle birlikte anfilerde ders yaptıklarını söylüyor: Akademisyenler çaresiz. Kim prof, kim öğrenci, kim amele belli değil. Rektörün az önce el arabasıyla çimento götürdüğü söyleniyor,espiri olsun diye.
Prof filancı bey, piposuyla geçerken Hasan ustaya mala uzatıveriyor.
Öğrenciler gırgırına harç karıyor.
İnşallah diplomalar da karışmaz. Yoksa Hasan usta Ağrı Patnos'a kaymakam olarak atanabilir…
Sadede gelelim.
Beceriksiz yöneticiler bunun böyle olacağını bildikleri halde yaz boyu yatmışlar, geçici de olsa bir çözüm üretememişler.
Allah böyle kötü yöneticileri kimsenin başına vermesin, düşman başına versin…
Bu manzarayı görünce, 'böyle üniversiteler var' dedim ve Giresun'u , üniversitemizi düşündüm.
Özellikle yeni eğitim-öğretim yılına yetiştirilmeye çalışılan binaları…
Bildiğiniz gibi TOKİ, Giresun Üniversitesi Güre Yerleşkesi'nde 55 bin
metrekare alanda; Edebiyat Fakültesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakütesi, Enstitüler ve Araştırma Merkezi,Fen Fakütesi Binası, labaratuarlar, toplantı salonları ve diğer sosyal donatılar yaptı, zamanından da önce tamamladı.
Bu yıl 8 bin öğrenci orada eğitim görecek.
O görkemli binalar yükseldikçe göğsümüz kabardı. İnşallah gezmek de nasip olur.
Bu inşaatlar 1.Etap…
2. Etap tamamlandığında ise artık sanırım üniversitenin 20 yıllık eğitim-öğretim alt yapı sorunu olmayacak.
Böylesine önemli işleve sahip müştemilatın Giresun'a kazandırdılma sında, bugüne kadar katkıda bulunan, emeği geçenlere ve projenin protokol haline getirilmesini ve bitirilmesini sağlayan GRÜ Rektörü Prof. Dr. Aygün Attar'a teşekkür ediyorum.
Memlekette bir çiti, dikili çubuğu olmayanlara da, Ankara'ya doğru giderken, oradan geçerken sola tarafa bakmalarını ve utanmalarını tavsiye ediyorum.
İşte bu yeni binlara taşınma yüzünden akademik takvim yeniden düzenlenmiş. Dolayısıyla bazı fakülte ve yüksek okullarda 2014-2015 eğitim öğretim yılına, geçen yıla göre gecikmeli başlanıyor.
Bu durumu fırsat bilen birilerinin sözcülüğüne soyunan ve de muhtemelen bir niyeti olan Ali Kara'dan talimat alan Giresun Otel ve Kahveciler Odası Başkanı Ercan Ayhan, önceki gün bir açıklama yapmış.
Güya 3 haftalık gecikmeyi eleştirmiş, sonra da ekonomi analizleri yapmış. Fındık zaten yokmuş da, bir de öğrencilerin 'sıcak parası' piyasa girmeyince esnaf batacakmış,sırf bu yüzden Giresun ekonomisi çökecekmiş.
Sonra da sadede gelmiş ve esnafın içinde bulunduğu kötü durumun sorumlusu, suçlusu olarak Giresun Üniversitesi'ni göstermiş.
Bu açıklamayı okuyunca gerçekten pes doğrusu dedim.
Nedenine gelince..
Birincisi…
Eğer bir üniversite geç açılıyorsa geç kapanır. Dolayısıyla kimsenin zararı olmaz.
Sonra malum önümüz bayram öğrenciler gelse, zaten geri gidecekler, Ercan'ın kahvesinde çay kahve içemeyecekler. Otelde kalan da yok zaten.
İkincisi…
Eğer Giresun esnafı öğrencilerin harçlıklarına umut bağlayacak durumdaysa ve durumları o öğrencilerin olmadığı 22 günde batacak kadar kötüyse, Giresun bitmiş demektir.
Hal böyle olunca Ercan'ın önce delege olduğu esnaf düşmanı AKP'den istifa etmesi, sonra da GESOB'dan aldığı haksız maaşı kafe sahiplerine borç olarak vermesi lazım.
Biz ne zaman adam oluruz biliyor musunuz?
Üniversitenin gelişmesi, büyümesi için, öğrencilerin barınma, beslenme, ulaşım, sosyo-kültürel ihtiyaçlarının karşılanması için çaba harcamayıp, sadece öğrenci harçlığına göz dikenlerin STK başkanı olmadığı zaman…
Bir de çağrı yapalım: Ali Kara şu Ercan'ını sustur, yoksa ikiniz de batıyorsunuz…
Madem illa konuşacaksanız sıkıysa bu kentin bu halde olmasına neden olan AKP'yi, O'nun milletvekillerini de eleştirin de boyunuzu posunuzu görelim ve size yiğit diyelim. Mesela kaç kahver, kafeterya, otel kapandı 12 yılda çeteresini tuttunuz mu?..
Ahi olun biraz ahi…