Manşet Üstü

Oy Giresun Giresun/Beni Mutlu Edersun

Sevinçli ve heyecan dolu bir gün yaşadık Giresun ve Giresunlular olarak..
Bu öykü beni çocukluk günlerime götürdü. Yeşil fındık bahçeleri arasında küçük ama gönlü büyük ahşap evlerimizin mutlu odalarında, düşe kalka okula gittiğimiz çamur çorak yollarında mutlu geçen bir ömrün öyküsüdür bu..
Şebeke çuvalından yapılmış okul çantalarımız zamanla Almanya da alın teri döken babamın getirdikleriyle güzelleşse ve kalitelileşse de o günlerin imkansızlıklarını unutamam ben… Haşim dayının fırınında zeytin, helva ya da sana yağıyla katıkladığımız ekmeğimizi bölerdik olmayan arkadaşlarımızla.. Yıllar öyle çabuk gelip geçiyordu ki, babasız sılada büyümek ve Polis koleji için gurbete gitmek yüreğime ve omuzlarıma ağır yükler bindiriyordu.
İşte bir Beşiktaş’lı olarak Cemal dayının dükkanında abone olduğum Milliyet, ya da Hürriyet gazetelerinden ülke gerçeklerini öğreniyor ve harçlığımı gazeteye yatırıyor, Beşiktaş’ın başarılarıyla mutlu okuyordum. Bir kere gönül vermiştik siyah beyaz renklere..
İşte 1967 yılında Giresun’da bir takım kurulmuştu ve o gün Giresunspor, bir güneş gibi sarmıştı Karadeniz’in hırçın dalgalarını ve umudumuz sevincimiz olmuştu. Kuruş kuruş harçlığımızdan biriktirerek hafta sonları maçlarına gitmeye başlamıştık evden kaçarak. Üstümüz başımız zaten gösteriyordu gizli kaçışın yırtık pantolonlu izlerini..
Köyde Emin abinin otobüsüne, Muzaffer dayımın kamyonuna tıka basa doluşarak fındık, yaykın dallarından sakınarak düşe kalka varırdık Giresun stadına. İçeri girmek zaten bir şanstı, bilet alacak öyle çok paramız yoktu, bazen paralı bazen büyüklerin yanında, abimin yanında girerdik içeriye.
Oy Bulancak Oy Bulancak Bu iş nasıl olacak diye şarkılar karşılardı bizi.
Zorbay rüzgar gibiydi, Ruhi Türkiye’nin en iyi frikikçilerindendi.. yeleli sarı saçları ile kaptan Erol Pamuk, sol ayağıyla Türkiye’nin en iyisi Mazlum harikaydı. 1971 yılında Şampiyon olmuştuk ve Karadeniz’in ilk 1 Lige çıkan takımı olarak gurur duymuştuk. Kor a kor mücadele ederek ilerleyen sezonlarda TFF 1 ligine ağırlığımızı koymuştuk. O sezonlarda GS’dan transfer edilen Mazlumlar, Şükrüler, Cüneytler, Doğanlar, Müjdatlar. Çok kaliteli oyunculardı. Bazen üzülür, bazen sevinirdik ama Giresunspor sevgimizi asla kaybetmezdik. Ankara’daki maçlarını da 19 Mayıs trübünlerinde seyrederken sanki köyüm, şehrim, sevdiklerim gelmişçesine nasıl da sevinirdim.. Ordu’daki bir maçta Ordulu taraftarların saldırısına da uğrasak ta yine de vaz geçmedik Giresun sevdamızdan. O günlerde kavga mayasında vardı sporun. O yağmurlu havalarda üstüme sağanaklar yüreğime sevdası yağıyordu Giresunspor’un… Ama futbol nankördü ve ekonomik koşulları oluşturmadan, altyapıyı kurmadan sürdürülebilir olmak ve takımı yaşatmak olası değildi. Şehrin heyecanı da azalınca 76-77 sezonunda küme düşmüştük. 3 lige kadar düşe kalka Anadolu kulüplerinin acısını, çilesini biz de yaşadık. 2012’de tekrar TFF 1 Lige çıkma başarısını gösterdik ve bu günlere gelebildik.
Ve artık Giresunspor yeniden ruhundaki vaz geçilmez ateşi yaktı ve olması gereken yere döndü..
Bundan sonra bir şehir gibi tek yürek olarak memleketimizin takımına sahip çıkmalı ve desteklemeliyiz. Bugüne geldiğimizde bu başarının ardında emek veren insanlara teşekkür etmek borcumuzdur ve onların hakkını vermek geleceğe duyduğumuz sorumluluğumuzdur.. başta kulüp başkanı Hakan Karaahmet, yönetim kurulu, Teknik Direktör Hakan Keleş ve vefakar, cefakar taraftarları tebrik ediyorum ve kutluyorum..
Bu şampiyonluk öyküsünün. başarının mimarlarından biri de BUEK Başkanı Sayın Enver Yücel’dir. Giresunspor’un ihtiyaç duyduğu sön dönemeçte forma sponsoru olarak bir GİRESUN sevdalısı olarak sonuna kadar maddi ve manevi gücüyle desteklemiştir memleketinin takımını.
Eski öyküler ve sayfalar aralandığında Beyoğlu Emniyet Amirliğim döneminde Giresunspor için neler yaptığımı da herkes bilir.
Bu şampiyonluk Giresunspor’a, Memleketimize ve tüm taraftarlara armağan olsun,
Hayırlı Uğurlu Olsun…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir