Gazi Üniversitesi öğrencisi Giresunlu Şule Çet’in ölümüne ilişkin davada iki sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, ayrıca Çet’in hayatını kaybettiği plazada keşif yapılmasına hükmetti.
Sanıkların yer aldığı güvenlik kamera kayıtlarının dudak okuma yöntemiyle deşifre edilmesi için bilirkişi tayin edildi. Öte yandan tanık dinlendiği sırada sanıklar ile katılan avukatları arasında tartışma yaşandı. Katılan avukatlar, sanık Çağatay Aksu’nun Çet’in babasına yönelerek, “O zaman kızına sahip çıksaydın.” dediğini iddia etti.
Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanıklar Çağatay Aksu ve Berk Akand ile Şule Çet’in babası İsmail Çet, aile yakınları ve tarafların avukatlarının yanı sıra çok sayıda izleyici katıldı.
Mahkeme başkanı, önceki duruşmada alınan ara karar gereği dava dosyasına gelen evrakı okudu, ardından buna ilişkin taraflara söz verdi.
Katılan avukatlarından Umur Yıldırım, dava dosyasında kaybolan CD’lerde yer alan görüntülerin ilk duruşmanın ardından internetten yayınlandığını belirterek, sanıklar lehinde algı oluşturulmak istendiğini söyledi.
Dosya kapsamındaki delillerin karartılmak istendiğini savunan Yıldırım, buna ilişkin bazı görüntüleri sinevizyon aracılığıyla mahkeme salonunda gösterdi.
Ardından söz alan sanık avukatlarından İskender Fatih Balkış ise olay yerine ilişkin hazırlanan polis krokisinin hatalı olduğunu iddia ederek, Çet’in plazanın misafir odasının camından düşmüş olabileceğini söyledi.
TANIK BEYANLARI
Daha sonra sanık Aksu’nun annesi Gülümser Aksu tanık olarak dinlendi. Olay akşamı oğlu ile birkaç kez görüştüğünü belirten Gülümser Aksu, “Çağatay, bana Berk ile birlikte dışarıda olduğunu söyledi. Geç kalmamasını istedim. En son saat 02.15’te aradım, görüşmemizde olağan dışı bir şey yoktu ama ben çocuğumu tanıyorum, sesinden alkollü olduğu anlaşılıyordu. Ben de bu duruma sinirlendim.” diye konuştu.
Ertesi gün oğlunun eve gelerek, kendisine Şule Çet’in pencereden düştüğünü, buna engel olmak istediğini ancak başaramadığını söylediğini iddia eden Gülümser Aksu, olaydan sonra Çağatay Aksu’nun tutuklandığı güne kadar antidepresan ilaçlar kullandığını söyledi.
Tanık dinlendiği sırada sanıklar ile katılan avukatları arasında tartışma yaşandı.
Katılan avukatları, sanık Çağatay Aksu’nun Çet’in babasına yönelerek, “O zaman kızına sahip çıksaydın.” dediğini iddia etti.
Salondaki gerginliğin yatıştırılmasının ardından tanık F.E, hakim huzuruna alındı. Şule Çet ile yaklaşık 7 yıl önce okulda tanıştığını, iyi bir arkadaşlık ilişkilerinin olduğunu söyleyen F.E, Çet’in intihar edebilecek anlayışta bir kız olmadığını vurguladı.
Tanık F.E, “Olayı duyunca çok şaşırdık, inanmadık. Şule, hayat dolu bir kızdı, hayalleri vardı, idealistti. Böyle bir şey beklemiyorduk. Sanıkları daha önce görmedim. Şule, bana işten çıkarıldığını söylemek için aradı. ‘Çağatay beni rahatsız ediyor, beni taciz ediyor’ gibi şeyler söyledi.” ifadelerini kullandı.
Tanık S.A ise Çet ile 2009’da tanıştığını ifade ederek, “Kız arkadaşımdı, ben Ankara’ya o da öğrenci olduğum Edirne’ye gelirdi. Aramızda geçimsizlik olduğu için birbirimizin önerisi ile 2016’da Adana’da bir hastaneye gittik. Psikolog bize klasik şeyler söyledi. Birbirinize iyi davranın gibi şeylerdi. Olaydan bir ay önce Şule ile görüştük. İstanbul’a dönmek istedi. Ben de okulunu bitirmesi gerektiğini söyledim.” diye konuştu.
Tanık S.Ş de Çayyolu’nda büfe işlettiğini, sanıkları uzun yıllardan beri tanıdığını, Şule Çet’in ismini ise olaydan sonra sosyal medyadan duyduğunu aktardı.
Olay gecesi sanıkların kendisini arayarak, alkol talep ettiklerini anlatan S.Ş, şöyle devam etti:
“Saat 03.00’te Berk aradı, ‘Abi neredesin, viski alacağım. Dükkanı açabilir misin?’ dedi. Dükkanı açamayacağımı söyledim. Bu arada telefondan müzik ve kadın sesi geliyordu. Berk olaydan sonra dükkanıma geldi ve başından böyle bir olay geçtiğini anlattı. Bana, ‘Çağatay ile oturuyorduk, kız kendisini attı. Ben içeride odadaydım, olay anını görmedim. Çağatay geldi beni uyandırdı’ dedi.”
BEZ BEBEK KULLANDI
Tanık beyanlarının ardından söz verilen bir katılan avukatı Çet’in düşüş şeklini anlatmak için bez bir bebek kullandı.
Olay yerine ait fotoğrafları gösteren avukat, Çet’in bir ayakkabısının, cenazesinin bulunduğu yerden bir buçuk metre uzakta olduğunu, bir çorabının ise ayağında olmadığını aktardı.
Sanık avukatı İskender Fatih Balkış ise Çet’in avucunda bir tutam saç bulunduğunu ancak bunun kime ait olduğuna ilişkin rapor alınmadığını bildirdi. Balkış, avukatlığını yaptığı sanık Akand’ın söz konusu rapor sonucu gelene kadar tahliye talep etmeyeceklerini dile getirdi.
Daha sonra söz alan sanıklardan Aksu, suçlamaların somut delillere dayandırılmadığını iddia ederek, “Delil bulduğunuz an beni asın, öldürdüğümü kanıtlayın yine asın. Birine tecavüz edeceksiniz ama DNA geçmeyecek. Böyle bir şey olur mu? Bir yıldır bir yere varamadık, her seferinde yeni bir senaryo yazılıyor. Bana ne suç işlediğimi söyleyin ona göre savunma yapayım. Cezaevinde tavırlarımdan dolayı iki kez ödül almışım.” dedi.
Sanık Akand ise kaçma şüphesinin olmadığını, uzun süreden beri tutuklu kaldığını belirterek bu nedenle tahliye talep etti.
ARA KARAR
Taraf beyanlarının alınmasının ardından mahkeme başkanı ara kararı açıkladı. Sanıkların tutukluluk hallerinin devam etmesine hükmeden mahkeme, olayın gerçekleştiği plazada keşif yapılmasını kararlaştırdı.
Çet’in olay gününe ait telefon kayıtlarının dosyaya kazandırılmasına karar veren mahkeme, ayrıca Çet’in psikolojik tedavi gördüğü kurumlardan evrak ve kullandığı ilaçların etkilerine ilişkin rapor alınmasını istedi.
Olay gecesi sanıkların yer aldığı güvenlik kamerası kayıtlarının ise dudak okuma yöntemiyle deşifre edilmesi için bilirkişi tayin eden mahkeme, duruşmayı erteledi.