Giresun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aygün Attar, dün TRT AVAZ’da, Gökçen Oğan’ın sunduğu “Dünya Gündemi” programına canlı yayında konuk oldu.
Oğan’ın sorularını cevaplandıran Rektör Attar, Irak – Suriye ve Rusya krizi konusunun , kendisinin yüze yakın devlet temsilcisiyle birlikte Türkiye'yi temsilen katıldığı, Birleşmiş Milletler’in Cenevre’de bulunan Milletler Sarayı’nda (Palais des Nations) yapılan, UNESCO Toplumsal Cinsiyet ve Medya Küresel İttifakı toplantısında da gündeme getirdiğini belirtti.
Konuşmasına gerilen Türkiye-Irak ilişkileri ile devam eden Rektör Attar; “Türk askerinin Irak’ta bulunması ve son günlerde bölgede yaşanan hareketlilik, Sayın Cumhurbaşkanımızın da en yetkili ağızdan belirttiği gibi, Irak devletinin daveti üzerine orada bulunan Irak askerlerinin eğitimi için atılmış bir adımdı. Cumhurbaşkanımızın bu açıklaması sonrasında da hiçbir tekzip gelmedi. Türkiye doğal olarak, orada sadece eğitim amacıyla varlık göstermiyor. Son derece önemli gelişmelerin yaşandığı, stratejik öneme haiz bulunan bu bölgede varım demek zorunda. Musul-Kerkük, Irak ve Suriye’yi de içine alan bölge, Osmanlı döneminde en kalabalık Türk varlığı bulunan bölgedir. Türkiye’nin bu hareketliliğine Irak’ın itirazının altında, aslında Rusya ve İran etkileri vardır.
Bölgede yaşanan bu son derece stratejik hareketlilikte, Türkiye çok önemli bir role sahiptir ve olmak zorundadır. Türkiye’nin bölgedeki varlığından, PKK’nın uzantısı olan terör örgütü dışında, Irak hükümeti de dahil kimse rahatsız değildir aslında. Sayın Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi, bende bu açıklamadan son derece memnuniyet duydum. Dünya da 300 milyonu bulan Türk varlığının sorumluluğuyla hareket etmek zorundayız.
Türkiye dışarda tüm bu sorunlarla uğraşırken içerde de hendek siyaseti ile uğraşmaktadır. Resmin içinde bunu da görmek gerekir. Bölgede terörü, siyasi kimliğe dönüştürme çabaları vardır. Ancak yaşananlar apaçık terördür. Teröre karşı istikrarlı ve kamu güvenliğinden taviz vermeyen bir mücadele sürdürülmesi gerekiyor. Devletimizle, milletimizle tek yumruk olarak bunu yapmamız gerekiyor.
Bir diğer bakış açısı da emanete sahip çıkılması gereğidir. Dünyanın tamamı bu bölgedeyken, Türkiye niye orada demek kabul edilemez. Asya ve Avrupa arasında tarih boyunca stratejik öneme sahip olan bölge, geçmişte İpek Yolu güzergahıydı, bugün Petrol ve Doğalgaz güzergahı olarak stratejik önemini sürdürmektedir. Yaşanan bu gelişmeler ışığında asıl hedef; bu coğrafyada Türk varlığını yok etmek, soykırıma uğratmaktır. Suriye’de yaşananlar da farklı değildir. Bayır-Bucak Türkmenlerinin, Suriye Türkmenlerinin, Irak Türkmenlerinin varolma mücadelesine Türkiye olarak duyarsız kalamayız. Tüm Türkiye olarak yükselen haklı tepkimiz yerinde ve devam edecektir. Bu anlamda, Türk Dünyasına karşı sürdürülen biçimsizleştirilme ve unutturulma çabalarına karşı yürütülen çalışmalarda TRT’nin son günlerde sürdürdüğü yayınlar çok yerindedir. Daha da fazla olması gerekiyor” diye konuştu.