Türkiye’nin en kara günü…
İktidar ve yandaşının zaten özgür olmayan basını tamamen susturma ve basın özgürlüğünü tamamen ortadan kaldırma eylemi gerçekleşti.
Anayasa’nın 26 (Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir) diyen 26. (Basın hürdür, sansür edilemez).diyen 28.maddesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10.maddesi, diğer hukuk kararları alanen çiğnendi.
Sansür Yasası’nın en kritik maddesi olan 29. madde TBMMde kabul edildi. Bundan böyle TCK’ya ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ suçu eklenecek ve bu suçu işleyenlere 1 ila 3 yıl hapis cezası verilecek. Hakkında dava açılan kişi tutuklu yargılanacak.
Haberi, yorumu oluşturan bilginin yalan, yanlış, halkı yanıltıcı olduğuna kim karar verecek, tabi ki bağımsız olmayan mahkemeler…
İşin özeti şu: Bu maddeyle düşünmek, yazmak, haber yapmak, gerçekleri halka aktarmak yani gazetecilik ve sosyal medyada ‘olumsuz’ bir bilgi paylaşımak suç sayılacak.
Halkın haber alma özgürlüğü ortadan kalkacak
Bugün çağdaş dünyadan biraz daha uzaklaştık. Ortaçağ karanlığına doğru yola devam ediyoruz.
Peki bu yasaya, bu maddeye karşı çıkmayanlar, kabul oyu verenler, mücadele etmeyenler gazetecilerin yüzüne nasıl bakacaklar?
Şimdi ‘İstibdatın’ mutluluğunu yaşasınlar. “Biz yaşasın hürriyet” demeye devam edeceğiz. Ama şu iyi bilinsin…Basın özgürlüğünün, özgür basının onlara da lazım olacağı günleri de göreceğiz.
13.10.2022