Bu nasıl yerli ve milli itifak.. Aslında ittifak değil, iltihak,ortaklık kurma demek daha doğru.
21 yılın sonunda ülkeyi uçurumun başına getiren, yaşanılan her kötülüğün müsebbibi olarak görülen bir iktidarın sürmesine katkı sunmak için ortak menfaatlerde uzlaşarak biraraya gelme…
Kimler var bunun içinde?
Doğu ve Güneydoğu’da 200’e yakın faili meçhul cinayetlerin faili,Gaffar Okan, Konca Kuriş’in katili HİZBULLAH’ın siyasi uzantısı, laiklik, cumhuriyet ve bayrak karşıtı olduğunu söyleyen HÜDA-PAR, ülkucülerin ideolojisini çoktandır temsil etmeyen, saray düzeninin partisi imajıyla var olan, son olarak da bu partinin evladı Sinan Ateş’in öldürülmesinden ve üzeri kapatılmaya çalışılarak faili meçhul bırakılmasaından içindeki oluşumlar suçlanan MHP, Muhsin Yazıcıoğlu’nun izinden çoktan saparak evrilen BBP, üç gün önce “Akp’nin 20 senelik günahına ortak olamayız” diyen, Erdoğan’a vefasızlığı nedeniyle hakkını helal etmeden vefat eden Erbakan’ın oğlu Fatih’in Yeniden Refah’ı…
Adaylığı için imza toplanırken neden vazgeçti acaba da yolu saraya çıktı, bu ne tutarsızlık?
Bu karmaşıklığa, zikzak çizen, omurgası yokmuş gibi o yana bu yana dönen,böyle anlayışlar taşıyan siyasal yapılara devlet yönetimi teslim edilir mi?
Tabi ki hayır…
AKP ve Erdoğan stratejik hatalar yapıyor. Güçlü lider gitti, kazanmak için her şeyi yapan muhtaç, düşkün bir siyasetçi geldi. Çevresi sanki O’na kötülük yapıyor. Son olarak bu derme çatma yapıyla kaybedişine hizmet etti, ayağına sıktı. Kazanmamasına ve hezimete uğratmaya çalışıyor.
Ayrıca yaptıkları yapacaklarının göstergesi olan, artık diyecek bir şeyi, vaadi kalmamış, yıpranmış tel tel dökülen ne bulursa her şeye can simidi gibi sarılan bir iktidar görüyoruz. Yani tüm bu hamleler yetmeyecek, %35’e, %40’a çıkmaya.
Millet Ïttifakının ise bir protokolü var ve Türkiye’yi nasıl ve kimlerle yöneteceklerini biliyoruz. Soldan sağa doğru, geniş bir yelpazeye yayılarak birleşerek güçleniyorlar. Seçmenin oy verme nedenlerini çoğaltıyorlar.
Sadece insan hakları, temel özgürlükler, adalet,hukuk düzeninin tesisi gibi politikalar toplumda karşılık buluyor. Bunlara ihtiyaç var. Öncelik bunlar.
Bununla birlikte; kaos sona erer, siyaset, ekonomi rayına oturur, yağma ve talan, peşkeş, lüks, şatafat biter, bu ittifakın sosyal adaletli politikalarıyla refah sağlanır. Yokluk ve yoksulluğa çare bulunur, ateş gibi yakan fiyatlara müdahale edilir, tarımsal üretimlerin özendirilmesiyle Türkiye ayağa kalkar diye düşünülüyor.
Aslında sadece huzur isteniyor. Türkiye çok gerildi…
Ama bu rüzgarın sürmesi ve yelkenleri şişirmesi için siyasal iletişimin kurallarına uygun, hatasız bir kampanya şart. Bu kampanyanın en önemli unsuru da milletvekili adayları…Onlar anlatacak, ikna edecekler değişime ve dönüşüme.
Örneği Giresun’dan verelim. Eğer bu ittifak partileri bu kenti temsil edecek, toplumda karşılığı olan nitelikte, lekesiz, vizyon, misyon sahibi en önemlisi de erdemli, ahlaklı, liyakatlı adaylardan oluşan listeler yapamazlarsa, rüzgar yerine üfürük kalır.
Her kent için de durum aşağı yukarı böyledir.
Bu kadarını söyleyeyim, gerisini sorarlarsa söyleriz.
Uyarıyorum, tarihe not düşüyorum: seçim çantada keklik değil.
Kazanmakla kaybetmek hiç bu kadar birbirine yakın olmamıştı.