Seçim yasasının 112. maddesi kullanılmış oy sayımı için “somut delil” arıyor ve “somut delili olmayan itirazların da” kabul edilemeyeceğini, incelenemeyeceğini ve sandık başında kesinlik kazanacağını belirtiyor.
Ayrıca itiraza neden olan delillerin oy farkının tamamını kapsayacak şekilde olması da yasa gereği.
Sandık başında oy sayılırken de itiraz esas.
Bu nedenle YSK itirazları hep reddetti ve ediyor.
Ama bu yasa söz konusu iktidar partisinin kaybettiği ve hazmedemediği yerler (Gülyalı da buna örnektir) ve hele de İstanbul olunca, yasa masa unutuldu.
Sanki seçim seçmensiz, seçmenlerin kullandığı oylar üzerinden yeniden yapılıyor.
YSK şu anda İstanbul belediyesinin kayyumu gibi duruyor.
Yazık böyle adalete…
Seçimle, oyla gitmemek, buna direnmek ne demek oluyor?
Yurttaşlarımızı sokaklarda hak, hukuk adalet aramaya zorlamak, demokrasi karşıtlarının en büyük hayalidir.
YSK üstündeki bu kuşatma ve yasaları eğme, bükme buna hizmet ediyor.
Oysa o oylar için de her parti mensubunun, en çok da AKP’li seçmenlerin oyları var.
Bu iradeye saygısızlığı kim, nereden alıyor?
Dursun artık bu gerginlik, kin ve öfke!..
Mazbatalar sahiplerini bir an önce bulsun ki yerel yönetim hizmetleri başlasın.
Bu belirsizlik ülkeyi ekonomik ve siyasal kaosa götürüyor.
Ufuk Kekül-05.04.2019