GiresunSpor

ŞENOL GÜNEŞ TİREBOLU İLETİŞİMDE KONUŞTU

Şenol Güneş, Tirebolu'da anılarını anlattı: "Özellikle ülkemizde futbol çok seviliyor ama bu kadar yatırımlar olmasına rağmen, yönetenlerin eksik kaldığını düşünüyorum" "Bizim futbola başladığımız dönemlerde futbol bir meslek olarak değil, serserilerin, ahlaksızların işi olarak kabul ediliyordu".

Basın İlan Kurumu ve Giresun Üniversitesi'nin birlikte düzenlediği Tirebolu İletişim Fakültesi'nde yapılan konferansa konuşmacı olarak katılan Trabzonspor eski teknik direktörü Şenol Güneş, davetliler ve kendisini dinleyenlere hakkında yapılan haberleri eleştirerek, "Çokta tanıdığım medya patronları ve dostlarım var. Benimle ilgili haksız bir destek düşünsem rahatsız olurum. Özellikle İlker Yasin'le çok beraber olduk ama eleştiri hakkını kenara atmadı çünkü o mesleğini yapıyor. Dünya kupası esnasında başımızdan geçen bir hadiseyi anlatmak istiyorum. Dünya kupasına giderken zaten istenmeyen bir kişiydik bir de ekibinizde rahatsızdı. Bütün olumsuzluklara rağmen iyi bir ekip olduk. Uzun yıllar sonra ilk defa dünya kupasına katılıyorsunuz ve biz buradan çok güzel bir imtihanla geçtik. Medyadan ne bekliyorum? Medyadan dürüst ve yansız bir haber anlayışı bekliyorum. Karşılıklı saygı zaman zaman olmadı değil ama çoğu zaman bundan mahrumuz. Basına karşı olmamak lazım. Kişiye karşı olmak lazım. Beni spor hayatımda işimle orantılı para kazanmayan bir adamım. Beni paracı diye ilan eden basınla karşı karşıya kaldım. Bu namuslu bir adama namussuz muamelesi yapmaya benzer" ifadelerini kullandı.

Uzun yıllar gazetelere yazı yazdığını dile getiren Güneş, "Yazdığım hiçbir yazıdan para almadım ama beni paracı diye ilan ediyorlar ve ben buna çok üzülüyorum.Şenol Güneş'in saygınlığı var, sevenleri var, bunda medyanın büyük katkısı var. Medya eleştiriyi yok etme sanatı olarak kullanmalarını doğru bulmuyorum. Sporun bir oyun olduğunu, oyunun kuralları olduğunu, onların bu kurallara uymasını istedim. Kendini başkalarından üstün veya aşığa görmek hem kendine hem de başkalarına haksızlıktır. Kaybetmeyi kazanmayla aynı tutmaktır. Şampiyonluk, unvan, para, şöhret ve vefa ya da başka değerler başarıyı öğreten insana verilen ödüllerdir. Sadece hepsi gelip geçicidir" diye konuştu.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir