Giresun

Türkiye tarihinin kara lekesi: 12 Eylül…

Ufuk Kekül

44 yıl önce bugün Türkiye’de Amerikan emperyalizminin kuklası generaller tarafından faşist 12 Eylül darbesi gerçekleştirildi. Askerler emir komuta zinciri içinde yönetime el koydu.

20’li yaşlardaydık. O gece tank ve postal sesleriyle uyandık. Sokaklarımıza rap rap geldiler, bizleri kapıları kırıp yeşil kamyonlara doldurup bilinmez yerlere, karanlık dehlizlere, toplama alanlarına götürdüler.

Acı bir bilanço yarattılar…

TBMM ve bütün kuruluşlar, siyasi partiler kapatıldı. Demokrasi, Cumhuriyet, hukuk ve Anayasaya askıya alındı. Siyasi parti liderleri, sendikacılar tutuklandı.

1 milyon 683 bin kişi fişlendi, 650 bin kişi gözaltına alındı. 300 kişi ‘kuşkulu’, 171 kişi işkencede, 299 kişi cezaevinde, 95 kişi çatışmada, 16 kişi kaçarken, 14 kişi açlık grevinde, 43 kişi intihar ederek öldü.30 bin kişi yurtdışına kaçtı, 14 bin kişi vatandaşlıktan çıkarıldı. 400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi.

Filmler, tiyatrolar, kitaplar yasaklandı, yakıldı.Gazeteler, dergiler kapandı. 210 bin davada, 230 bin kişi yargılandı. 7 bin kişi idamla yargılandı. 517 idam cezasının 50’si gerçekleştirildi. 4 bin memurun görevine son verildi. 30 bin kişi işten çıkarıldı.Bunlar sadece bazıları…

Acı çekmeyen, mağdur olmayan kalmadı. Hepimiz payımıza düşeni aldık, savrulduk oradan oraya…

Türkiye, travması, etkileri ve izleri uzun yıllar sürecek olan ve bitmeyen karanlık bir dönem yaşadı. Çığlıklar hala kulaklarımdadır…

Ama ne yazık ki, o yıllarda yaşananlardan ders alınmadı .Ülkemiz demokratik hak ve özgürlüklerin korunup geliştirildiği, ekonomisi güçlü, refah düzeyi yüksek, çağdaş uygarlık yolunda hızla ilerleyen bir ülke olamadı. Tersine askeri faşist diktatörlük gitti ama yerine yıllar içinde köklenerek beslenerek büyüyen gelişen, literatürde olmayan yeni ve bize özgü faşizm türlerine bıraktı. O yönetimler tamamlıyor; ekonomik, toplumsal, siyasal, kültürel, hukiki değişimleri. Ulus devlet yapısını bozmayı, Cumhuriyeti,Atatük ilke ve devrimlerini yok etmeyi, laik demokratik sistemi değiştirme, dönüştürme sürecini eksiksiz uyguluyorlar.

Her şey göstermelik. Bir görünen bir de arka planı var. Meclis, basın özgürlüğü, yargı bağımsızlığı, ekonomi, siyaset, dış politika, eğitim-öğretim… sadece adları olan, içleri boş kavramlar.

Kapitalizmin en vahşisiyle karşı karşıyayız. Çocuklar, kadınlar, gençlerin yaşamı tehdir altında. Çevre, dere, orman, deniz su kaynağı kalmadı. Aslında İyi olan bir şey kalmadı. En başta ahlak, vicdan, insani erdem ve değerler hızla yok edildi.


Ortadoğu, Asya, Arabistan yarımadasının ülkelerinin seviyesindeyiz.

Geleceksiz bir ülkeyiz..Yaşanacak güzel günler ileride ve hızla bizden uzaklaşıyor. Volta atarken kurduğumuz düşleri kurmaya devam ediyoruz.
Umutluyuz, çünkü bundan daha başka kötü yok.

Bugün tarihin en acı günü. Yaşadıklarımızı hiç unutmadık. 1978 kuşağının bir ferdi olarak 12 Eylül’de ve sonrasında kaybettiğimiz bütün insanlarımızı, yoldaşlarımızı anılarımda sıcaklığı olan bütün YOL arkadaşlarımı saygıyla anıyorum.

Kahrolsun bütüm Faşizmler…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir