PAKETLE GELEN 'DEMOKRASİ'…
12 Eylül Cuntasının Anayasası, bağımlı yargı, savunma hakkının gaspı, özel yetkili mahkemeler, gizli tanık müessesi, anti demokratik seçim sistemi, siyasi partilerdeki lider sultası, YÖK… demokrasiye uygundu.
Bütün güçleri tek elde toplama, basın özgürlüğünü yok etme, muhalefeti sindirme, teröristle uzlaşma, ülkeyi etnik kimlikler, spor, din, dil üzerinden bölme-parçalama, iç savaşa, komşularla savaşa sürükleme, biber gazı, cop, TOMA, sokaklarda gençlerin öldürülmesi, taciz, tecavüz, kadın cinayetleri, ülkeyi emperyalizme peşkeş çekme… serbestti.
Sadece Kürtçe eğitim görememe ve türban takamama demokrasiye aykırıydı.
AKP’nin paketiyle bu aykırılık da ortadan kalktı.
Demokrasinin sınırları genişledi. Kürtler özgürleşti.
Analarımız, bacılarımız da paket sayesinde türban takarak kamu kurumlarına girebilecekler.
Bir de o ant, ille de o ant. Demokrasinin, özgürlüğün en büyük düşmanıydı.
Çocuklarımız okullarında, Atatürk’ün gösterdiği yolda yürüyeceklerini söyleyerek, “Ne mutlu Türküm diyene” diyorlardı.
Bu ulusun adıyla onur duyuyorlardı.
Bu antın içilmesi tehlikeliydi. Paketle artık içilemesini yasakladı
Ey halkım; ne kadar sevinsen azdır, sana paket içinde sunulanların kıymetini bil.
Özgür ve mutlu ol.
Layık olduğun bu paketteki kadar demokrasidir.