1968 kuşağının devrimci gençlik önderleri Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, siyasetin etkisindeki yargının delilsiz, mesnetsiz iddialardan oluşan tartışmalı kararıyla 49 yıl önce bugün idam edilerek katledildiler.
Türkiye tarihinin bir kara lekesidir olan bu idamların süreci meclisten çıkan kararla başladı. O karara “elini kaldıranlar” hala hafızalarda.
TBMM tutanaklarına göre, söz konusu yasa tasarısıyla ilgili mecliste oy verenler; 323, kabul edenler 273, reddedenler 48, çekimserler 2, oylamaya katılmayanlar 118 ve açık üyelikler 9 olarak kayıtlara geçti.
Milletvekilleri parmaklarını kaldırırken, 27 Mayıs 1960’da askeri darbeyle yönetime el koyulmasından bir yıl sonra eski Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ın idam edilmesine gönderme yaparak “3’e 3” diye bağırdılar.
Yani bir intikam ruhuyla hareket edildi.
Denizler’in idamına ‘evet’ oyu veren Giresun milletvekilleri ise, Abdullah İzmen (AP), M. Emin Turgutalp (AP), Hidayet İpek (AP), İ. Kayhan Naiboğlu (CHP), Mustafa Kemal Çilesiz (CHP), Nizamettin Erkmen (AP) oldu.
Demirel ve çok sayıda Adalet Partili, CHP’li milletvekili daha sonraki yıllarda idama evet dedikleri için pişmanlıklarını dile getirdiler. Giresun milletvekilleri ne dedi acaba, hafızamda ve kayıtlarda bir şey yok.
Ama şunu biliyoruz ki, kimse bugün bu tür idamları tasvip etmiyor.
O çocuklar böyle bir yargı ve böyle bir TBMM iradesi olmasaydı asılmayacaklardı.
Mahkemeler, hakimler, onları asanlar ve o parmak kaldıranlar çoktan unutuldu gitti, isimleri dahi anılmıyor.
Ama Deniz, Yusuf ve Hüseyin, Mahir, Ulaş, İbrahim, Sinan ve diğer katledilen devrimci önderler emperyalizme karşı Atatürk ve cumhuriyet ilke ve devrimlerinin, tam bağımsız demokratik Türkiye’nin savunucuları, vatanseverler olarak efsaneleştiler.
Onları, darağacındaki 3 fidanı mirasları Yaşasın Tam Bağımsız Türkiye, Kahrolsun Emperyalizm sloganıyla anıyorum.
Ruhları şad olsun.