GAZETECİ-YAZAR UFUK KEKÜL, PROF.DR. İLHAN ÖZDEMİR DEVLET HASTANESİ'NİN YANMAYAN KALORİFERLERİ ÜZERİNDEN SAĞLIKTA 'REFORM İDDİASINI' DEĞERLENDİRDİ…
Sağlık Müdürlüğü vardı yetmedi, Halk Sağlığı Müdürlüğü az geldi, hepsinin tepesine Kamu Hastaneleri Birliği kuruldu. Onlara bağlı genel sekreterlikler, hastane yöneticileri, başhekimler, onların yardımcılar, müdürler, onların yardımcıları, şefler, amirler, memurlar…
Düşünün; 81 ilde, 3 ayrı 81 yönetim yapısı. 81’i 3 le çarpın, buna bağlı alt birimler, onlara bağlı yan birimler, onlara bağlı ilçe birimleri… Hepsini 3’le çarpın…
Boyalı cilalı binalar, son derece lüks döşenmiş makam odaları, ‘yöneticilerin’ her birine 3-5 sekreter, makam araçları, astronomik maaşlar, yolluklar, harcırahlar…
Kötü huylu hücreler gibi bölündükçe çoğalan yandaş örgütlenmesidir bu…
Lale devri saltanatı.
Bir de adına utanmadan , sıkılmadan ‘sağlıkta reform’ dediler.
Kendilerine reform…
Bütün cümbür cemaat o reform yoluyla kalkındı, gelişti, paraya tekme atıyorlar.
Neyse…Gelelim bu yöneticilerin yönettiği alana, hastanelere. Acaba orada işler nasıl?..
Reformun yansıması nasıl?…
Örnek çok ama sadece bir tanesini, en iyi olması gereken yeri yazalım.
Giresun A. İlhan Özdemir Devlet Hastanesi’nde geçen haftadan bu yana hava sıcaklığının düşmesine rağmen kaloriferler yakılmadı.
Neymiş efendim; yaklaşık 3 ay önce hastanenin trafosu yanmıştı ya;
bu nedenle kalorifer sistemi devreye girmiyor(muş).
Böyle olunca…
Çalışanlar, doktorlar, hemşireler mont ve kabanlarla görev yapıyor.
Sanki orası Ekvator… Eskimolar gibi dolaşıyor herkes ortada.
Hastalar ve yakınlar ise evlerinden getirdikleri battaniyelerle ısınıyor.
Tedavi için hastaneye gelen hastalar, bu sefer de ikinci bir hastalığa, gribe yakalanıyorlar.
Bırakın tedavi, teşhis, ameliyat vesaire hizmetleri bu reform hastayı hastanede donduruyor.
Yöneticiler ise üstte, klimalı odalarda püfür püfür esen sıcak rüzgarlarla terliyor.
Ayıptır, yazıktır ve de günahtır.
Bunun adı skandal değil rezalettir, kepazeliktir. Sadece Giresun’da olabilecek aymazlıktır.
Bu ilin Sayın Valisini buradan göreve çağırıyorum.
O hastaneden kim sorumluysa, sağlık kuruluşundaki bu sağlıksızlığın nedeni ne, sorumlusu kimse ortaya çıkarılsın, hesap sorulsun.
Kimsenin böyle sorumsuzluk yapmaya hakkı yok.
* * *
Bu ilin milletvekilleri seçildikten bu yana trekking yapıyorlar.
Maşallah tabanları, pardon ‘cipleri’ güçlüymüş; gezilmedik köy, mahalle, sıkılmadık esnaf eli bırakmadılar.
Güya sorun, dert dinlediler.
Hatta adı Mehmet Geldi olanı geçen gün gazetelere manşet bile oldu.
Zamanı Giresun’da geçirdiğinden başarılı bulundu.
Başlarındaki Sayın Nurettin Canikli ise; buraları çoktan aşmış, Türkiye siyasetine ilişkin fetvalar veriyor.
Bir daha seçilir miyim kaygısı yok. Doydu…
Son 1 aydır da sanki çok önemliymiş gibi hepsi birlikte il başkanı, şimdi de başkan adayı aramakla, bulduklarını kabul ettirmeye çalışarak mesailerini geçiriyorlar.
Üniversite, iletişim, ulaşım, kent, köy, sağlık, eğitim, fındık, tarım-hayvancılık, sanayi, işsizlik, yokluk, yoksulluk, çevre, turizm ve daha bir sürü şey, her şey umurlarında değil.
Hastanenin yanmayan kaloriferi, donan hastalar, hasta yakınları, sağlık çalışanları onların nesine ki…
Allahını seven söylesin: Bunlar bu ilin nesini temsil ediyorlar?..
NOT: BU YAZIYI BAŞKA BİR YAYIN ORGANINDA YAYIMLAMAK, TCK'NIN İLGİLİ MADDELERİ GEREĞİNCE DAVA KONUSU EDİLECELTİR.
www.giresun28haber.com
evet çok güzel yazmuşsınız ama bir de şu belediye ile ilgili bir şeyler yazın.Son bir yıldır çekilmez bir şehir olan giresunu yazın.Sırf esnafa RAN sağlamak için caddeleri trafiğe kapatan başkanı yazıınız, neden eliniz hareket edemiyor, neden sesiniz çıkmıyor mu