GiresunManşet Üstü

UFUK KEKÜL’DEN HAFTANIN DEĞERLENDİRMESİ

FINDIKTA ADALET SAĞLANDI MI?

CHP’nin yenilenen parlamento ve yönetim yapısıyla birlikte fındık ve üretici politikası önceki yıllara göre değişti mi? Örneğin geçen yıl bu zamanlarda ‘Fındıkta Adalet’ istemiyle yürüyen, üreticinin, ülkenin hak ve menfaatlerini savunan ve iktidara, onun fındık politikasını yönlendiren, piyasayı fiyat düşürerek şekillendiren ortağı Ferrero’ya tepki gösteren bir CHP nereye gitti? Söylemlerinde bu gerçeği bile vurgulayamıyorlar.

Rekolte, alıcı kurum, fiyat yok. Bunlar üzerinden siyaset yapan CHP de yok. Bu garip değil mi? 

Yoksa kabullenilip teslim olundu, üst akılların aklına mı uyuldu? 

ZAM’A ÇÖZÜM…

Piyasada müthiş bir zam furyası var. Türk parasının alım gücü düştükçe iğneden ipliğe her şey zamlanıyor. ABD’li şirkete ekonomi yönetimini devretmekle, zabıtaya ihbarla çözüm bulunacak gibi değil.
Uçuruma doğru gidiyoruz. Kıskaç daralıyor.

Daha köklü müdahaleler, güçlü ekonomik programlar, üretimi özendirme, planlama, kamu ve mali disiplini sağlama, değişim ve israfı önlemek gerekli.
Zama örnek çok.

Örneğin, son gelen zam ile bir şişe bira; 

Aracı kârı dahil fiyat: 3,60₺

ÖTV: 4,03₺

KDV: 1,37₺

Toplam vergi: 5,40₺

Satış fiyatı: 9,00₺

Biradaki alkol oranı %5,

vergi oranı %60!..

Yani içi dışından pahalı.
Rakıda da durum farklı değil, hatta daha vahim…

Sanki hükümet bütçesini rakı ve birayla dolduruyor.
Hal böyle olunca herkes kimyager oldu.

Halkımız kendi içeceğini kendi yapıyor.

Üretim faaliyetleri tüm yoğunluğu sürüyor.

Arka ceplerde pet şişelerle geziliyor.

Meyve, sebze bol.

Kulak misafiri oldum,Isırganın bile rakısını yapmışlar.

Hele kokulu üzüm iyi dem tutuyor diyorlar.

Bira, hatta viski bile yapılıyor sanırım.

İnşallah bu üretim bilinci içkiyle sınırlı kalmaz. Diğer zamlanan ürünleri, özellikle tarım ve hayvancılığı da kapsar.

*                      *                  *

ANASINI DA ALMIŞ GELMİŞ           

AKP’li Kilis belediye başkanı,76 yaşındaki annesini önce belediyede işe sokmuş, sonra da özel kalem mūdūrū yapmış…

Başkanın ‘bu kadar da olur’ dedirten cesaretini, arsızlığını, utanmazlığını kutluyorum.

Hayırlı evlat! Daha doğrusu kendine ve anasına hayırlı evlat.
Ötekiler yakınlarını oraya buraya yerleştirip amir memur, konsolos hatta bakan yaparken, başkan anasını yapmış çok mu?

Liyakat baştan bozulmuş, kıç da ona uyuyor.  

 *                         *                  *

İNTERPOL BAŞKANI DA KAYIPSA…

Buna çok güldüm.

Herkesi arayan ve bulan güvenlik kurumun başkanı kayıp.

Merkezi Fransa’nın Lyon kentinde bulunan en güçlü ve önemli polis teşkilatı Interpol’ün Çinli Başkanı Hongwei Meng’den 29 Eylül’den beri haber alınamıyormuş, Soruşturmalar sürüyor.

Görenler insaniyet namına çarşı karakoluna bildirsin.

 *                *                      *

AKŞENER’E AYIP ETTİLER

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in partisinin TBMM gurubunda önceki gün yaptığı ilk konuşma, geniş yankı uyandırdı.

İzledim, tespitleri doğru ve yerindeydi

Bahçeli-saray ilişkisini güzel özetledi. Bu tutumun milliyetçilikle  bağdaşmadığını söyledi.

Merkez sağ olma iddiasını ve liderliğini hedefleyen bir Akşener vardı karşımızda.

Böyle giderse umarım partisinin çok, kendisinin az oy alarak herkesi hayal kırıklığına uğratan ve Erdoğan’ın başkan olmasına yol açan oy oranını artıracak.     

Ama bu konuşmadan Devlet Bahçeli ve MHP’si memnun olmadı.

Bahçeli önce sosyal medya hesabından Akşener’i tehdit etti.

Gereğini yapmak da bir gurup gözü dönmüş, vandala düştü. İstanbul’un göbeğinde Akşener’in evini basmaya gittiler. Kapısında kin ve nefret kustular.

Bu tarihte bir ilktir. Siyasetteki tahammülü bitirmeye dönük bir eylemdir. 
Bırakın bir siyasi parti genel başkanı olmasını, bir kadına yönelen bu şiddet eylemini kınıyorum. Yaşanan bu terör olayının aşağıdan yukarıya, özendiricisi Bahçeli’ye kadar hesabının sorulmasını bekliyorum.

Öyle anlaşılıyor ki; Bahçeli de iktidar gibi kendine muhalefet ve eleştiri istemiyor.

Kendisiyle özdeşleşmiş, kendisi üzerinden iktidara koşulsuz, şartsız teslim olup ‘yanaşmış’ bir milliyetçi-ülkücü hareket işine geliyor, öylece varlığını korumak ve sürdürmek istiyor.  

*                *                      *

CHP BİLDİĞİMİZ GİBİ

CHP’yi yerelden genele kadar ayrıca ve daha çok yazacağım.

Oraya toplanan iyi niyetli partilileri tenzih ediyorum. 

Ama şu bölge toplantısı veya diğer adlarla salon toplantısı organize etmeyi hiç samimi bulmadığımı belirterek yetinmek istiyorum.

Sadece gaz alma, göz boyama, yerel seçime hazırlanıyoruz havası yaratma amaçlı.
Geriye ne kaldı o toplantıdan; kolkola, yanyana gülünerek çekilen Facebook fotoğraflarından başka…

Değiştiren, geliştiren, farklı olan, umut ve heyecan veren, kapsayıcı, kavrayıcı bir etki yarattı mı?
Oysa CHP’nin, çalıp söylenen türküleri aynı böyle salon toplantılarına değil, en başta, yukarıdan aşağıya parti tabanıyla arasındaki kopan güven, duygu ve düşünce bağını oluşturmaya, moral ve motivasyonu yükseltmeye ihtiyacı var.
Daha çok sollaşmaya,sosyal demokrasinin evrensel değerlerine, Atatürk devrimlerine sahip çıkmaya, örgütlenme ve yönetme anlayışını  demokratikleştirerek değiştirmeye, daha geniş kitlelerin, gençlerin, kadınların, işçi, memur, köylü, sanatçı, yazar ve aydınları içinde barındığı, siyaset yaptığı, yerel ve güncel politikalara katkı sunduğu mekanizmalara ve mücadele ruhuna ihtiyacı var.
Bu yöndeki uyarıları, hatta parti yöneticilerinin ‘kaybediyoruz’ değerlendirmelerini dikkate almıyorsunuz ama batıyorsunuz beyler, bayanlar. Dost acı söyler!..Gerçeği sizde görüyorsunuz ama susuyorsunuz; ‘mecburen’.  

Dip göründü. Ulu çınar kuruyor. Kemal bey belli de, Muharrem bey de artık kurtaramaz. Zaten safdışı ve yalnız kaldı.

Siz hala çıkmış kürsüden kav çakıyorsunuz.
Kurultay gibi demokratik bir talebi dolaba kilitlediniz, bari hiç olmazsa adaylarınızı belirleme yönteminizi önseçim olarak açıklayın da; hem belki bir ‘toparlanma’ sağlar hem de tarihe karşı savunmanıza katkı olur.    

*                    *                     *

VATAN İÇİN CANIYLA BEDEL ÖDEYENLER

Dün bu yazıyı yazarken haftanın acıyı ta yüreğimizde hissettiren haberi geldi. Batman’da hainlerin yola tuzakladığı bombayla 8 askerimiz şehit oldu.

Bol nutuklarla ebediyete uğurladık evlatlarımızı.
Şehitlerin hesabı elbette sorulmalı.

Ama o trafiğin işlediği ana yola bomba konulurken kim nerede, ne yapıyordu, hiç mi tanık, bilgi, istihbarat yok?
“Önceden konulmuş” dediler, ne kadar önce, çözüm sürecinde mi?

Daha da önemlisi zırhlı araçların zırhı askerlerimizi neden koruyamıyor?
Bu ve benzeri sorular yanıtlanmalı.

Bu topraklarda ve sınırlarımızın kenarlarında terörü yaratan, özendiren, destekleyen iç ve dış politika yürütmekten vaz geçmedikçe siyasi düzenimizi köklü kararlar ve gelenekler üzerine oturtmadıkça terör bitmeyecek, canlarımız toprağa düşmeye devam edecektir. 

 Vatan için canıyla bedel ödeyenlere rahmet olsun.

Sevgi ve selamlar…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir