İSTANBUL’DA ‘BİR SEÇİM NASIL KAZANILIR’ MODELİ YARATILDI
31 Mart Yerel Seçimi bir genel, bir de İstanbul başlığı altında ayrıca irdelenmelidir.Çünkü bu seçimin akılda kalacak olan bütün farklı yan ve yönleri İstanbul’da yaşanmıştır.
Özellikle seçim sonrasındaki 17 gün Türkiye’nin siyasal tarihine, dünya demokrasi mücadelesi tarihine geçecek türden görülmemiş örneklerle doludur.
Artık bitti ve şimdi geriye İstanbul’a özgü ‘bir seçim nasıl kazanılır’ modeli kaldı.
Siyaset veya sosyal bilimciler bu modeli formüle ederek, ayrıntılaştırarak bilgi ve belgelerle kullanılabilecek yazılı kaynaklara dönüştürecektir mutlaka. Seçim kaybetmeye alışık CHP ise, bundan sonra bu modele sıkı sıkıya sarılmalıdır.
CHP- İYİ Parti’nin, adayı olmayan HDP’nin ve bazı STK’ların, hemşeri derneklerinin, ekonomi ve siyasette yaşananların, iç ve dış gelişmelerin İmamoğlu’nun kazanmasına katkısı elbette olmuştur.
Ama bence İstanbul seçiminin zaferinin, yani bu modelin ana fikri Ekrem İmamoğlu’nun etrafında kenetlenmiş örgütlü güçtür.
Bu güç, kültür ve geleneğini, ruhunu Mustafa Kemal Paşa’dan, kurtuluş savaşının yiğitlerinden, emperyalizme karşı tam bağımsız Türkiye için canını veren devrimcilerden, 1980’li yıllardan,12 Eylül faşizmine karşı direnenlerden, daha sonraki dönemlerde aynı düzeni sürdürmek isteyenlere karşı hak, hukuk, adalet, demokrasi ve özgürlük mücadelesi verenlerden, gezinin iyi niyetli eylemcilerinden almaktadır.
İnanç, ilke ve kararlılıklarını bir araya getiren, ortak bir paydada, hedefte buluşan bu insanları, Canan Kaftancıoğlu’nu, il ve ilçe yöneticilerini, gençliği, kadınları, milletvekillerini, sürece hukuki destek veren tüm paydaşları takdir ediyorum, emeklerinin önünde saygıyla eğiliyorum.
Onlar hep birlikte İstanbul’da, ‘örgütlü güç yenilmez’ özdeyişini bir kez daha doğrulamıştır.
Sen, ben değil, biz diyenlerin zafer kazanacağı, kez daha kanıtlanmıştır.
Bu gücü yanına almayanların, böyle gücü olmayanların ise kaydedeceği, kendisini her şeyin üstünde gören kibir abidelerinin hezimete uğrayacağı anlaşılmıştır.
Sayın Ekrem İmamoğlu’nun başarısındaki bir başka etken de, belediyecilik deneyimi, halkla kurduğu güçlü iletişim, doğallık, kullandığı birleştirici, uzlaşmacı, barış dilidir. Bu özellikler habere dönüşerek sayıları oldukça az olan dürüst, namuslu, ahlaklı yazılı, görsel ve internet medya aracılığı ile yayılmış ve toplumda karşılık bulmuş, oluşturulmaya çalışılan bütün algılar tersine dönmüştür.
İlk defa iradelere yönelen, eğilimleri etkileyip kontrol eden yandaş, yalaka ve trol saldırıları bertaraf edilmiştir.
Seçim sonrasındaki süreçte de bu güç dağılamamış, hatta katlanarak büyümüş kimse evine dönüp yenildik dememiştir. Ekrem İmamoğlu merkezli bir ekibin yönetiminde iletişim kanalları üzerinden dağılan mesajlar, bilgiler, açıklamalar, görüntüler, bir dip dalganın oluşmasını sağlamış oyları korunması bu şekilde sağlanabilmiştir.
Bu başarıyı sağlayan, kampanyaya yön veren ekip içindeki kişilerden birisi de meslekdaşımız, hemşerimiz Gazeteci Murat Ongun’dur. Ongun’un şimdi de İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı Sözcülüğü görevine getirilmesi isabetlidir.
Kendisini kutluyorum. Bir basın mensubu olarak İstanbul’un yönetimine katacağı çok şey olacaktır.
Son söz olarak, Sayın Ekrem İmamoğlu, kendisinde var olduğunu gördüğümüz; deneyim, ahlak, erdem, yönetim kabiliyeti, siyasi kültür, proje ve politika oluşturma gibi özelliklerini, bu özelliklere sahip kişilerden oluşan yönetim kadrosuyla güçlendirmelidir.
Hiç başarısı olmayan siyaset artıkları şimdi mal bulmuş mağribi gibi ortaya çıkacak, bu başarıdan nemalanmaya çalışacak, görev bekliyor edalarıyla gezineceklerdir.
Başka yerde aramaya gerek yok.
Yukarıda sözünü ettiğim gücün içinde bu özellikte pek çok kişi vardır.
Bunlardan birisi de Ongun gibi bir başka Giresunlu kardeşim, AKP tarafından rant için yok edilen bir Avrupa şehri, Bahçeşehir Belediyesi’nin son başkanı Kemal Aydın’dır.
Sol, sosyal demokrat, çağdaş Atatürkçü değerleri özümseyip benimsemiş, kendini her yönüyle kanıtlamış, eğitimi ve diğer özellikleriyle müthiş bir özgeçmişe sahip Sayın Aydın’ın da ben, İBB yönetiminin üst kademelerinde,söz yetki ve karar mekanızmlarında yer alacağını umuyorum.
Yine bir önceki dönemde büyükşehir belediye meclisi üyesi iken Bakırköy Belediye Başkanlığı’na aday olan ama nedense aday gösterilmeyen Mimar Esin Aydemir Hacıalioğlu’nu da unutmamak gerekir. O’nu da özellikle İstanbul’un en önemli sorunu olan çevre, imar, kentsel dönüşüm, kent yerleşimi, mimari konularda etkin ve yetkin bir isim olarak görüyorum.
İstanbul’da en çok nüfusa sahip olan hemşerilerimizin büyük bölümü bu seçimde siyasi tercihlerini ata yurdu Giresun olan Ekrem İmamoğlu’ndan yana kullanmışlardır. İmamoğlu’nun şahsında Giresunlular temsil edilme onurunu zaten yaşamışlardır. Şimdi O’nun ekibinde yer almak da ikinci bir onur vesilesi olacaktır.
Bir de örnek var: Mustafa Kemal Paşa, kurtuluş savaşının başlangıcından, cumhuriyete kadar, her şeyini ama her şeyden değerli olan canını Giresunlulara, gönüllü alay askerlerine emanet etti. Onlara güvendiği için hiç yanılmadı ve başarılı oldu.
Ben İstanbul’da Giresunluların da İmamoğlu’yu başarıya taşıyacağına inanıyorum.
İstanbul’a bahar geldi, biz ise daha çok üşüyeceğiz!..