Herşeyimiz vardı da, bir üzerinden geçilirken sallanan üst geçitimiz yoktu.Şükrolsun o da oldu.
Tarihe geçtik, ne kadar övünsek azdır!..
Çünkü ben Türkiye’nin hiçbir yerinde üst geçitleri sallanan bir il olduğunu sanmıyorum.
Tütütütü Maşalllaahhh bize!..
Ben de tanık oluyorum zaman zaman.
Özellikle yağmurlu, rüzgarlı kötü hava koşullarında, bir de 80 kilo üzerindeki 3-5 vatandaşımız aynı anda üzerinde olunca sağa sola, ileri geri sallanıyor.
O sırada dengede durmaya çalışanlar önce mehter takımı gibi, sonra da sanki efe havası oynar gibi oluyor…
Burma bıyıklı yiğitler geçmiyor racon bozulmasın diye.
Siyasetçilere çok yakışıyor ama.
Bir de, Allah hepsine acil şifalar versin, Parkinson hastaları mutlu, titremeleri geçerken geçiyor diye.
İki duble çekip, bir meydandakinden, iki de yurdun ordakinden dönüp dolaşıp gelenler bir büyük içmiş gibi oluyormuş.
Bence geçitlerin girişine orkestra konulmalı ki; o figürler boşa gitmesin.
Sıratın provasını yaptığını söyleyenler de var.
Aslında bu sallanmalar normal.
Çünkü bunlar üst geçit değil ki… Köprü.
2. Dünya Savaşı’nda Alman istihkamcılarının dağları, dereleri, vadileri aşmak için yaptıkları; kolayca kurulup sökülen, demir halatlar üzerine kurulan, estetikten yoksun bu köprüler, az biraz değişiklikle bir müteahhitlik dehası gibi Karadeniz Sahil Yolu’nda kullanıldı.
Binlercesini getirip kentlerin ortasına çaktılar.Altlarından geçilmiyor, ayakları kaldırımın üstünde, üstlerinden de korkuyla geçiliyor.
Taşları koylara doldurarak denizi karaya, karayı paraya çeviren gözü doymaz müteahhitler, tonlarca demir yığınını da devlete satarak çuvallar dolusu paraları alıp köşeyi döndüler, köprüden geçip gittiler; arkalarında ucubeler bırakarak.
Yenileri ihtiyaca binaen yapılmaya, çevreyi demir bk’una çevirmeye devam ediyor.
Eskilerin de zamanla aksamları birbirine bağlayan vidaları gevşiyor.Yerinden çıkıyor.
Sallanma bundan.
İşte o köprülere Giresun halkının verdiği %66 oya teşekkür etmek için asılan ve AKP İl Başkanı Hasan Aydın’la Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yanyana gösteren pankartlar beni çok etkiledi.
Köprü sallandıkça o pankartlarda sallandıkça sallandı.
“Nah! Alın size köprü, alın size köprü” der gibi…Gacırtısı gucurtusu da cabası.
Bu kent hakediyor böyle köprüleri…Çünkü temsilcileri de bu köprüler gibi.