Kayıplarımız, kederlerimiz, yitip giden bir dolu umutlarımızla uğurluyoruz; eski dediğimiz “yıl”ı…
Öyle bir yıl oldu ki, bir zamanlar heyecan ve umutla ziyaret ettiğimiz sosyal medya hesaplarımıza bakamaz olduk; “Acaba bugün kimi kaybetik” korkusuyla. Bir yandan da korka korka girdik hesaplara, sevdiklerimiz iyi mi diye… Zira ziyaretlerin yasaklandığı , sanal bir kavuşmaya mahkum olduk.
1950’lerde, “Boynuma sarılma gülüm/benden sana geçer ölüm” diye, Japon Balıkçı’sına seslenirken Nazım, sanki çekik gözlülerin 2020’ye bıraktığı illeti tarif eder gibiymiş!
Eskidi sandığımız her şey gün gelip yeniliyor kendisini. Esasen eskiyen yıl değil, bizzat eşyadır. Eskimeyen tek şeyse yürektir. Zira yürek atıyorsa insan yaşıyordur. Koruyabilmişse geçmişten bu güne, merhametini, sevgisini, vicdanını, taşıyabilmişse tüm acıları, kavgaları, haksızlıkları ve tüm bunlara karşı isyan edebilmişse her türlü adaletsizliğe, zulme, eskimemiştir o yürek..
Ne gidenler ölür, ne de ihanet edip acı verenler. Hepsi bıraktıklarıyla yaşar yüreklerimizde… Bu yüzdendir ki emrihak vaki olduğunda, gidenler yok olmazlar…İz bıraktığı her yürekte kimi kötülükleriyle, kimiyse güzellikleriyle yaşamaya devam ederler… Bu yaşamalar Hasan Hüseyin Korkmazgil’in tarif ettiği gibi “ yaprak döker bir yanımız , bir yanımız bahar bahçe” şeklinde sürüp gider…
Her “yeni” diye adlandırdığımız yıldan beklentilerimiz öylesine çok ki; sanki sihirli bir el değecek , geçen yılın tozunu alacak, tüm yaşanmışlıkları bir anda silip götürecek!..
Ama yok öyle bir yıl…
Hiçbir yeni, eskitemeyecek yitirdiklerimizi…Sadece, yürek yeni geleceklere hazırlayacak kendisini, iyisiyle ,kötüsüyle misafirlerini ağırlayacak…
Kimi yatıya kalacak bir ömür taşıtacak kendisini, kimi de “bir varmış bir yokmuş” gibi gelip geçecek yüreğimizden…
Yeryüzünde sonsuza dek yüreğimizde yatıya kalacak olan, iyiliğin ve güzelliğin hamurunda yoğrulanlar kadar vicdanını kullanmayı öğrenememiş, adaletten uzak, cesaretini cehaletten alanlar da , yüreğimizdeki “ bir varmış bir yokmuş” hanesini ziyaret etmeye devam edecekler…
Tüm bunları gönderecek olan sevgiliden (C.C) kimi zaman, Rasih’in dediği gibi; “Dilde gam var şimdilik lutfeyle gelme ey sürûr/Olamaz bir hânede mihmân mihmân üstüne, (Ey mutluluk, kalbimde keder var şimdilik bir iyilik et ve gelme.Çünkü bir hânede misafir üstüne misafir olmaz)” diye dilekte bulunacağız. Kimi zaman da dağılacak bulutlar, şükredeceğiz sevgiliye (C.C).
Ama ne olursa olsun unutmamak gerekir ki; yaşam devam ettiği sürece gamımız da , demimiz de sürüp gidecektir. Tıpkı 452 yıl öncesinden Muhubbi’nin “Gamına gamlanıp olma mahzun/Demine demlenip olma mağrur/Ne dem baki ne gam baki, ya Hû!” dediği gibi.
2020 yılında kaybettiğimiz tüm canlarımızı rahmetle anarken; adına her ne derseniz deyin, gelecek olan yılda, yüreklerde yatıya kalanlardan olmanız dileğiyle …
Kalın sağlıcakla.
Yürekten akan her güzel söz damlamış kaleme…
Maneviyat dolu bir kalem. Aynı zamanda hayatın gerçeklerini de gösteriyor bize, hayal dünyasına dalın demiyor. Bazı insanlar sessiz sedasız yapıyor işini, tıpkı güneşin sessiz sedasız kâinattaki en büyük işi yapması gibi…
Hayatımıza dokunan, güzelleştiren, aynı zamanda da öğreten sizin gibi insanların artması ve farkedilmesi dileğiyle…🌼