Köşe yazıları

YANGIN YERİ…

Bilirkişi raporu açıklandı…

Elektrik panosu eski, otomatik şarter yok, yangın merdiveni kapısı plastik, açma kolu yok, binada ahşap ve diğer kolay yanıcı maddeler kullanılmış, yangın söndürme aracı gereci bulunmuyor…

Yönetmeliğin her satırı ihlal edilmiş.

Evden bozma bu tabutluğa öğrenciler diri diri gömülmüş, elektrik kontağı da bahanesi olmuş.

Yani ceza yasasındaki karşılığına göre, ortada tasarlayarak, planlayarak adam öldürmeye tam teşebbüs hali var.

Ama Vali, kaymakam, milli eğitim müdürü, il-ilçe belediye başkanı, bu yurtları denetleyenler, hiç bir şey olmamış gibi, sanki sorumlulukları yokmuşcasına büyük bir pişkinlikle görevlerine devam ediyor.

Sadece Adana’da 100 yurttan 80’i “Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Derneği” gibi Süleymancılara ait derneklere ait.

Bütün Türkiye’de öğrencilerin barınma ihtiyacının %70’ini özel yurt işletmeleri, vakıf, cemaat, tarikatlar karşılıyor.
14 yıldır Anayasal bir hak olan eğitimin asli unsuru öğrencilere sağlıklı koşullarda eğitim-öğretim imkanı sağlamayan bir hükümet ve onun bakanı da görevlerine devam ediyor.

İstense bir yıl içinde TOKİ, eğer asli görevine döndürülürse, bu ülkenin öğrenci yurdu sorunu çözülür.

Ama böyle bir politika yok.

Eğitimin merkezinde rant var çünkü. Siyasi ve ticari rantın çarkını da bu tür yurtlar çeviriyor.
 

Neyse…

 

Sadece odacı, müdür, öğretmen filan ikinci dereceden failler olabilecek kişiler hakkında soruşturma açıldı.

Açılsa ne olacak ki!..

2008 yılında, Konya'da, ruhsatsız 3 katlı Kız Kuran Kursu binasında gaz sıkışmasından kaynaklanan patlamada hayatlarını kaybeden 17 öğrenci ile 1 eğitmenin ölümü, 29 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan dava 8 yıldır sürüyor, suçlular daha ceza almadı.

Diyarbakır Kulp da öyle…

Bunlar da ceza almayacak. Çocuklar öldükleriyle kalacaklar.

Zaten çocuklarını kaybeden ailelerden sadece bir tanesi davacı olmuş.

Unutacağız…

Bunu da kısa sürede unutacağız.

Hafızamız Gomit balığınınki gibi.

Çocuk tacizlerini, tecavüzlerini, Ensar vahşetlerini, çocuk ölümlerini, çocuk işçileri, çocukları gelin yapmaya çalışanları unuttuk veya hatırlamıyoruz.
Zaten en önemli bilgi ve aydınlatma aracı medya da, unutmamıza vesile oluyor.

Bu son olayda da böyle yapıyorlar.

Daha şimdiden algı yaratarak gerçekten uzaklaştırmaya çalışma operasyonuna, beyin yıkamaya başladılar bile.
Dertleri başka…
Kapı, pencere üzerinden fail arıyorlar.
Şirin Payzın, Ahmet Hakan, Balçiçek Pamir ve diğerleri, güya sunucular “bu ülkede laik, demokratik, çağdaş eğitim sistemi rayından neden çıktı. Çocuklar dinsel özellikli vakıf, cemaat ve tarikat yurtlarında neden mürit yapılıyor, nerede devlet” diye soru sormuyorlar.
Konuklarının önüne bilgi, belge ve rakamlar koymuyorlar.

Çocuklar üzerinden dramaturjiler kurarak duygulara hitap eden aktüel yayınlarla daha çok izlenir olmak ve  ‘prime time’de yükselerek reklam pastasındaki paylarını artırmak dışında hiçbir kaygıları yok.

Bir de varsa yoksa Başkanlık sistemi, Anayasa değişikliği…

 

Daha kaç çocuk bedeni yanacak bu kokuşmuş karanlığı aydınlatmak için?  

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir