Koronaya teslim olsak da ülkemizde en yakıcı sorun; Kadın cinayetleri!
Her gün en az iki üç kadın öldürülüyor, hem de “seviyorum” diyen erkekler tarafından!
Türkiye Kadın Hareketi uzun zamandır canhıraş bir çalışma yürütüyor, cinayetleri durdurmak için. Kadınlar, Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetenlere seslenip; altında imzası olduğu İstanbul Sözleşmesi’ni harfiyyen uygulaması istiyor.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YAŞATIR!
Kadınlar biliyor ki; İstanbul Sözleşmesi Yaşatır!
Uzun zamandır kadın sorunlarına dair çalışma yürüten Giresun Kadın Platformu da kuşkusuz elini taşın altına koyanlardan.
Pandemiye rağmen etkinlillerine devam eden Platform; geçtiğimiz ay alanda oturma eylemi yaptı, sözleşmenin uygulanmasını talep etti. Geçtiğimiz günlerde de bir basın açıklamasıyla Meclis’e seslenip, sözleşmeyi uygulamaya çağırdı.
Benim de dahil olduğum Giresun Kadın Platformu, önceki akşam da; İnsan Hakları Aktivis
ti Avukat Hülya Gülbahar’ı zoom’da konuk ederek, istanbul Sözleşmesi’ne ilişkin uzun bir söyleşi gerçekleştirdi.
“ŞİDDET EŞİTSİZLİKTEN KAYNAKLANIYOR. CİNS KIRIM UYGULANIYOR”
Sevgili Hülya, kadın cinayetlerini “cins kırım” olarak ifade ederken, sözleşmeyi iptal etmek isteyenleri “kadın düşmanı” şeklinde tanımladı ve k
adına şiddetin “hayatın her alanındaki eşitsizlikten” kaynaklandığının altınını çizdi.
“SÖZLEŞME DÜNYA KADINLARININ ANAYASASIDIR”
Eşitlik İçin Kadın Platformu EŞİK’nin çalışmalarından bahseden Hülya Gülbahar, İstanbul Sözleşmesi’nin “Dünya Kadınlarının Anayasası” olduğunu belirterek de, şiddetin yüzde bin dört yüz arttığına dikkat çekip “Ne zaman eşitlik sağlanırsa şiddet dünya üzerinden silinir” dedi.
“SÖZLEŞME YERLİ VE MİLLİDİR”
Hülya ayrıca; İstanbul Sözleşmesi’ne dair “yerli milli değil” şeklindeki anlamsız eleştiriye de gönderme yaparak “Onların tarafından bakılınca aslında bu sözleşme hiç olmadığı kadar yerli ve milli ki” dedi.
“Baskının olduğu her yerde direniş vardır” diyen Hülya’ya katılmamak elde mi?
Ardı arkası kesilmeyen cinayetlere, şiddete, baskıya baktığımızda hepimize büyük görevler düştüğü ortada.
YAŞASIN KADINLAR!
Yaşamak ve yaşatmak için direnmeye, cinsiyetciliğe ve şiddetin her türlüsüne, tacize tecavüze, sömürüye karşı mücadeleye, eşit ve özgür yarınları yaratmak için dayanışmaya devam. Hepimize kolay gelsin…Yaşasın Kadınlar…
Yaşasın Kadın Dayanışması.
Bir kez daha çağıralım Meclis’i göreve;
15 günde kadın sorununa 1, 5 dakika değil, gerektiği kadar mesai harca ve sözleşmeyi uygula!