GiresunManşet Üstü

Yol Hikayesi

Eski yollar eşek salınarak açılırmış. Çünkü eşek yokuşu, eğimi, meili, çukuru, zeminin altını hissedermiş. Mühendisler eşeğin bu özelliğinden yararlanırlarmış. Hatta Yavuzkemal yolu da öyle açılmış. Onun için böyle güzel kıvrımları var.
Rivayetler muhtelif…
Ama şu anda bizim yayla veya köy yollarına eşeği salsan, yolunu kaybeder. Çünkü her taraf çukur, çorak, çamur içinde. Patates tarlası daha iyidir.
Bu nedenle feryatlar yükseliyor muhtarlardan, il genel meclisi üyelerinden. Ömer Cebeci’nin ki gibi…

Normal…Obaları köylere, köyleri beldelere, ilçelere, ilçeleri il’e bağlayan yollar, gurup yolları, özellikle güya turizm merkezi olarak belirlenmiş Bütün ilçelerde durum aynı. Ama Bektaş, Kulakkaya, Kümbet ve Dereli yolları  tam bir rezalet.
Halbuki yol sorunu 1960’lı yıllarda kaldı. Çekiç ve murç kullanarak yol yapan, Şebinkarahisar yolunda kayayı oyarak açtığı tüneli ile bize yıllar ötesinden”gidemediğin yer senin değildir” diye selamlayan Sivas Valisi Halil Rıfat Paşa’lar yaşadı bu topraklarda.

Dedem Şahin Çavuş 40’larda Dereli’de karakol komutanıyken imece usulu kazma kürekle açıldı Kümbet yolu.

Ama bu il hala bu sorunu konuşuyor ve çözüm arıyor. Yazık, yazıklar olsun.

Sanki o yıllardan bu yana hiç mi bu ilde valiler görev yapmadı, milletvekileri hiç mi bu ili temsil etmedi, yolsuz yerlerde belediye başkanları muhtarlar ve en önemlisi de itiraz edecek, tepki gösterecek oylarıyla hesap soracak vatandaşlar yaşamadı mı?

Erkmen, Dizman, Çilesiz ve diğer yakın dönem milletvekillerinin hizmetlerinin üstüne hizmet koyamadılar…Cumhuriyetin diğer eserleri gibi yollarını da koruyamadılar.

Mesela hafta sonu Kümbet’te yayla şenliği vardı. Protokol ve bütün diğer zevat, onbinlerce kişi o yöreye gittiler geldiler. Kemençe, horon, alkış, cibban yıkıldı ortalık. Babam “aç, coşkun olur” derdi. Bizim buralılar çok coşkunlar, her şeyi unutacak kadar…

Öyle. Ki, baksanıza hala AKP birinci parti. Vatandaşlar kendilerine kötülük yapanları kendilerini temsil ettirmeye devam ediyor.

Neyse…Sahi milletvekilleri Nazım Elmas, Ali Temür, AKP’liler ne düşündüler o yollardan hoplayıp zıplayıp, toz duman içinde geçerken… Yolu yapana dua mı ettiler, yoksa şimdiki halini görüp küfür mü ettiler. Sürekli ziyaret edip fotoğraf paylaştıkları bakanlara genel müdürlere anlatmazlar mı buraları, ya da ne konuşurlar o makamlarda ? TBMM’de neden çıkıp konuşmazlar?

Muhalefet neden gümbür gümbür muhalefet yapmaz, teşhir etmez bu rezaleti…Cicilik zamanı değil. Bu durum da mı normalleştiriliyor yoksa?

Siyasetin tepe noktalarında, başbakan yardımcılığı, kaç kez bakanlık da dahil 20 yıl görev yapan Nurettin Canikli, Karaköy’deki şirketlerinde otururken ne düşünüyordur? Ardında hatırı sayılır tek bir hizmet bırakmadığını mı, ikbal siyasetinin ile verdiği zararları mı? 

Giresun’un kendi görev sürecinde il’ken nasıl kasaba görünümüne dönüştüğünün muhasebesini yapardır mutlaka…Ee mesleği…

Sonra ilin valisi, kaymakamlar o yollardan geçerek yayla merkezlerinde güya ‘turizmi ne kadar geliştirebiliriz’ diye mesai harcıyorlar. O yollardan turist neden geçsin? Onlar hiç mi aramaz bir yerleri, sormazlar mı?
İnsan biraz utanır, sıkılır yahu!
Bu ilin özel idaresi zaten yok, iflas etti, kepenk kapattı. Sağmal bir inek gibi sağdılar, sömürdüler, kaynaklarını kurutup, varlığını bitirip bir kenara attılar. Hizmet yapamıyor.

Sadede gelelim…

Zamanında eşek kılavuzluğunda açılan yollarda şimdi, bu çağda, bu yüzyılda eşeğin bile gidemeyeceği yollarda dolaştırıyorlar bizi…

Yol hikayemiz hiç bitmeyecek galiba.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir