Türkiye’de hayat, engellileri engelleyen pek çok engellerle dolu olduğu için engelliler mutlu değil. Onlarla birlikte yaşayamıyoruz. Yaşamımızı onlar
Türkiye’de hayat, engellileri engelleyen pek çok engellerle dolu olduğu için engelliler mutlu değil. Onlarla birlikte yaşayamıyoruz. Yaşamımızı onlara göre düzenlemiyoruz.
En büyük sorun ise siyasal iktidar, yerel yönetimler, kamu kurum ve kuruluşları engellileri yaşamda etkin, üretken, kılacak, ekonomik, sosyal-kültürel politikalar oluşturmuyor.
Cuzi yardımlar, göz boyamalık, göstermelik güya projelerle gün kurtarılmaya çalışılıyor.
Bir de her yıl bugün olduğu gibi cinaslı sözlerle, vaatlerle engellilerin ne kadar sevildiği anlatılıyor. Hatırlanıyorlar. Somut, sorunları çözüm yollarıyla birlikte ortaya koyan yok. .
En garip olanı da, 8 milyonu aşkın bir nüfusu engelli olan Türkiye’de hala bir Engelli Bakanlığı yok.
Özellikle çok özel, mücadelesi pahalı, ekonomik güç gerektiren bir hastalık olan otizmin; teşhis, tedavi ve rehabilitasyonuyla ilgili aileleri de içine alan bir yasal düzenlemelere ihtiyaç duyulduğu halde bundan kaçınılıyor. 300 bin otistik güç koşullarda yaşıyor.
Ama bir gerçek şu ki; engelli kardeşlerimizin yaşamlarının daha güzel olmasının yolu, demokrasi, insan hak, hukuk ve özgürlüklerini ve evrensel değerleri, erdemleri koruyup geliştiren bir siyasal yönetimle mümkündür.
Genel ve yerel yönetimleri, meclisleri seçerken, engellilerle ilgili politikaları olan kişiler ve partilerden yana olmak gerekir.
Giresun, Türkiye’de en nüfusa oran itibarıyla en fazla engellinin yaşadığı il. Türkiye ortalaması % 10, Giresun %13.5. Yani 80 bini aşkın engellimiz var. Buna rağmen engellilerin sorunları katmerleşerek büyüyor. Hadi hepsi bir yana, engellilerin denizle, sahille buluşmasını, yolun karşısına geçmesini sağlayacak üstgeçitlerde hala bir düzenleme yok.
Giresun üstgeçitlerinde asansör sistemi olmayan tek il. Kimdir bunun sorumlusu, yerel yöneticiler, karayolları bunun için neden bir çaba içinde değiller?
Bu sorunu çözmemek görev ihmali, sorumsuzluk ve hatta bir suçtur.
Bugün, engelli olmayanlar, yerel kamu yöneticileri, Vali, kaymakamlar… Lütfen caddeleri, sokakları, altgeçit, üst geçitleri, resmi kurumları, işyerlerini, parkları ve hayatın diğer alanlarını empati yaparak dolaşsın, kendini bir engelli yerine koyarak ne çok engel olduğunu görsün, anlasın.
Ben öyle yapacağım.
* * *
Bugün 3 Aralık Dünya Engelliler Günü…Onların gününü kutluyor, başarılı, sağlıklı günler diliyor, kendilerini engelleyen her şeye karşı mücadeleye çağırıyorum.
3 Aralık Engelliler Günü gelince aklıma, aramızdan çok erken ayrılan sevgili Aksen Sema Küçük arkadaşım gelir. O, engellilerin yaşamlarının daha güzel olmasının, engelsiz bir yaşamın demokrasi, insan hak ve özgürlüklerin korunup gelişmesinde olduğunu görerek yiğitçe mücadele etti. Engellilerin STK’laşma sürecini başlattı. Onları kültür-sanat, spor, siyaset gibi alanlarda etkinleştirdi.
O’nu rahmetle anıyorum. Ruhu şadolsun.
Not: Hiç bir şey değişmediği için bir eski yazımı yayımladım. Umarım yeni belediye yönetimleri engellilerin sorunlarına ciddi politikalar oluşturarak samimiyetle yaklaşır.
COMMENTS