Kayda Geçsin…Bu ülkenin namuslu, dürüst ve onurlu, korkusuz biçimde mesleklerini yapmaya çalışan, gerçeğin peşinde koşan ve pek çok yolsuzluğu, usulsüzlüğü,haksızlığı, hukuksuzluğu ortaya çıkaran araştırmacı-soruşturmacı gerçek gazetecllerine; Şule, Murat, Barış, Timur’a ‘soytarılar’ demek hakaret, tehidit edip “ayağınızı denk alın” diye hedef göstermek, topluma, basın özgürlüğüne yönelik bir saldırıdır.
Onlar Türk basınının yüz akıdır.
Bu nefret, kin ve öfke dilini ve eylemi kınıyorum.
Basının sesini kısmaya yönelik bu tür çağrılar demokrasilerde olmaz, demokrasi koşularında faliyet gösteren siyasi partilerin liderleri çağdışı, ilkel, faşist rejimlere özlem duyanlarınkine benzer söylemlere ve eylemlere kalkışmazlar.
Bu ülkede gazeteciler, aydınlar, bilim insanları, politikacılar, kamu görevlileri ve daha pek çok meslek gurubundan insanlar provakatif çağrılarla katledildi. Toplumsal barış, huzur ve güvenlik bu noktada bozuldu, orta yere kin ve nefret tohumları atıldı.
Hala ders almadık mı?
Devlet Bahçeli bugün siyasi hayatının en büyük hatalarından birisini yapmıştır. Sayın Bahçeli, Ankara’nın orta yerinde katledilen ülkücü akademisyen Sinan Ateş’in katilinin bulunması için çaba harcayan gazetecilere, O’nun acılı annesine, ailesine bağıra çağıra hakaret edeceğine, partisinde bu olayın içinde dolaylı ya da dolaysız yollardan yer alanları, azmettirici diye ifade edilen yöneticilerin korunup kollandığı iddialarına yanıt vermelidir.
Onları bulup çıkarıp yargıya yardımcı olmalıdır.
İlle de Ateş’in öldürülmeden önce kendisine verdiği dosyada neler yazdığını açıklamalıdır.
Ateş cinayeti nedeniyle yargılanan katil, sanıklar, yardım ve yataklık eden, bu cinayetin içinde olanlar MHP’li ve ülkücü olarak bilinen kişiler. yöneticiler, milletvekili…
Öldürülen de ülkücü. MHP ile ülkü ocaklarıyla bu cinayeti ilişkilendiren gazeteciler değil ki?
Sayın Bahçeli neden çıkıp onlarla yollarını ayırdığını söylemiyor…
Dün Sinan Ateşin katilleri mahkemede gazetecilere tetik işareti yaparak tehdit etti. Bugün Bahçeli aynı çizgide yürüdü. Yazık, çok yazık…
Sonuç olarak bu cinayet faili meçhul kalmamalıdır., kalmayacaktır. MHP bu şaibeden biran önce kurtarılmalıdır, ülkücülerin görev ve sorumluluğu budur. Devlet beyli ya da onsuz….
Gazeteciler kamu adına sormaya ve sorgulamaya, gizlenen, saklanan, halkın bilmek istediği konuları yazmaya, konuşmaya devam edecektir. Kimdir gazeteci, kimdir saray soyrarısı, dalkavuk; tarih bunu yazacaktır.
Bugünler de kayda geçecek…